Faslı bir filozof ve Arap-İslam dünyasının önde gelen filozoflarından ve düşünürlerinden biridir. Çalışmaları mantık, dil felsefesi ve ahlak felsefesi üzerine yoğunlaşmıştır.
Dini hakimiyetçi, hâl dili ile en büyük yönetici Allah'ı unuttuğuna göre, sözlü olarak onu ne kadar hatırladığını ifade etse de yönettiği kitleyi odak noktası olarak belirlemiş ve kendisini tanrilaştırması ile kitlenin kendisine kulluğu arasında bir ilgi kurmuştur.
Tanrısal egemenliği gasp ederek bunu kah millete, kah ulusal kurumlara, kah beşeri yasalara, kah milletin içinden bazı kimselere nispet etmişlerdir. Böylece her birey, kendinin efendisi haline gelmiştir.