Taha Akyol Gönderileri
Taha Akyol kitaplarını, Taha Akyol sözleri ve alıntılarını, Taha Akyol yazarlarını, Taha Akyol yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Batı Avrupa'da gitgide Balkanlar'ı küçümseyen ve dikkate almayan bir temayül de var. Oysa Amerikalı insanlar için böyle bir sorun yok. (...) Gayet rahat oldukları için böyle doğruyu söyleyebiliyorlar. Mesela Kanadalı William Mcneill, Amerika kıtasındaki tarihçiler arasında herhalde en yaşlı olanlardan biridir. Dünya Tarihi isimli kitabında onun yaklaşımında Doğu-Batı, Avrupa-Asya gibi ayrımlar çok büyük rol oynamaz.
Sayfa 132Kitabı okudu
Osmanlı - Balkanlar
Bir dönem, Osmanlıların Balkanlar'ı işgal edip yağmaladığını, medeniyetlerini tükettiğini iddia ederlerdi. Öyle ki Rönesans'ın eşiğinde olduklarını fakat Osmanlı'nın bu süreci kesintiye uğrattığını iddia edenler çıktı. Oysa bu toplumların Rönesans'ın eşiğinde olması için en azından Macaristan'daki gibi bir kültür hareketlerinin olması gerekir. 16. yüzyılda Macaristan, Avrupa'nın Rönesans kültürüne entegre oluyordu. Sonra kimi tarihçiler medeniyet anlamında Osmanlı'dan önce ellerinde ne olduğunu incelemeye ve bir envanter yapmaya çalıştılar ve tenkide başladılar.
Sayfa 131Kitabı okudu
Yunanların Roma hukukunun doğuşunu kendilerine bağladıkları pek geçerli olmayan bazı teorileri vardır. Halbuki bu noktada ikna edici ve kuvvetli delilleri ve kanıtları yoktur. Hukuk zihniyetinin, bir hukuk müessesesinin bir toplumdan öbürüne geçişini ve adaptasyonunu kabul edebilmemiz için çok sağlam deliller gerekir. Öne sürülenin aksine Roma hukukunun doğuşunun teorik açıklaması, Roma dünyasının içinde oluşan bir kültür çevresinin gelişmesidir. Daha en başından, kabileler devrinden beri böyle bir gelişme yapısı olduğu tespit edilmiştir. İşte bunu bilmeden kendi efsanelerini ileri süren kimseler ciddiye alınmaz hatta hakarete akademik çevrelerde uğrar. Bu efsane de bu şekilde sonradan duyulmaz oldu.
Sayfa 130Kitabı okudu
Bir kişi kendi memleketinden, diyelim Sofya'dan ya da Atina'dan hiç dışarı çıkmadan yazarsa kendi kendine ne istiyorsa onu söylemiş, duvara konuşmuş olur. Fakat kendisinden farklı görüşler taşıyan birileri ile karşı karşıya geldiğinde ilk anda bir anlaşmazlık, çatışma olsa da sonradan insanlar bir kez daha düşünür ve dozu ayarlamaya gayret ederler. Her zaman diğer tarafı dinlemek gerekir ki insanları değiştiren şey budur.
Sayfa 129Kitabı okudu
Prens Talil'in söylediği gibi bu coğrafyada Oksidentalistik, dolayısıyla da Batıyı öğrenen kimse yok. Batılılar kendi lügatlerini, gramerleri, tarihlerini çalışıyorlar fakat bizim de tüm bu alanlarda kendi bakış açımızı geliştirmemiz çok önemli. Bu Batılılar için de bir kazançtır; onlar da bu ihtiyacı hissediyorlar.
Türkçe'deki Kuran mealleri ilmî olarak doğrudur ama o derecede edebî bir güce ulaşamamıştır.
Sayfa 126Kitabı okudu
Orta Çağ'da böyle değildi; mesela Biruni Hindistan'daki dinleri çok iyi etüt etmiştir. Şehristani bütün dinleri, Mecusileri, Yahudileri çalışmıştır. Yahudi tarihçi Shelomo Dov Goitein, Şehristani'ye hayran kalmış ve "Tacitus'un Yahudiler için söylediği saçmalığa bak, bir de buna bak. Medeniyet Tacitus'tan Şehristani'ye kadar ne kadar dar yol almış" demiştir.
Sayfa 125Kitabı okudu
Ürdün veliaht prensi Hasan bin Talal'in en önemli özelliği entelektüel biri olması, daha gençliğinden beri okumayı çok sevmesidir. Bir Türk dostudur ve bazı Arap entelektüellerinin aksine kompleksi olmayan bir insandır.
Sayfa 125Kitabı okudu
Avrupa'da politikacı, toplumun entelektüel tabakasını temsil etmeyebilir, sadece politikacıdır ama Afrika'da öyle değil. Afrika'da entelektüeller politika yapıyor.
Sayfa 125Kitabı okudu
Türkiye'nin kendisini bile farkında olmadığı bir özelliği vardır. Sevilen veya sevilmeyen bir ülke olmak önemli değildir. Türkiye dünyanın büyük bir kısmında saygı duyulan bir memlekettir ki bu da gelenekten ileri gelir. Ortadoğu'da, Afrika'da, hatta sevilmesek bile Balkanlar'da Türkiye saygı görür. Türkiye önemlidir ve böyle bir ülke bir şey yapmaya kalktı zaman, Avrupa istese de bunu hafife alamaz, koşarak gelir.
Sayfa 124Kitabı okudu