Takashi Nagai, radyoloji konusunda uzmanlaşmış bir Katolik doktordu, bir yazar ve Nagasaki'nin atom bombasından kurtulan biriydi. Daha sonraki dua ve hizmet hayatı ona "Urakami'nin azizi" unvanını kazandırdı.
Alıntılarla Yaşıyorum adlı YouTube kitap kanalımda bütün kitaplarını okuduğum yazarlar için detaylı okuma rehberleri paylaşıyorum. Daha çok arkadaşın bu bilgilerden faydalanabilmesi için paylaşabilirsiniz. ⬇️⬇️
İlk romanım
Takashi Nagai 'nin kişisel deneyimlerinin yanı sıra, olayların tarihsel ve kültürel bağlamını da ele almıştı. Ayrıca yazarın hem hayatta kalmak hem de iyileşmek için gösterdiği çabayı ve insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden birinin etkileriyle yüzleşmesini anlattığı anlar bana göre kitabın en iyi bölümleriydi.
Bir de bazı bölümlerde olayları anlatırken duygusal olarak çok dokunaklıydı.
Fakat bununla birlikte, kitabın bazı zayıf yönleri de vardı;
Örneğin, olayların tarihsel arka planını ayrıntılı bir şekilde ele alsa da,
Takashi Nagai 'nin hayat hikayesi hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç duyabiliyorsunuz okurken.
Ayrıca kitabın bazı bölümleri uzun ve tekrarlayıcıydı sanki. Bu da okurken dikkatimi bir hayli dağıttı. Tekrarlayıcı olmak yerine daha ayrıntılı olabilirdi.
Ama her şeye rağmen,
Takashi Nagai 'nin acı dolu hikayesi hakkında dokunaklı ve etkileyici bir anlatımdı.
Bana savaşın ve atom bombasının etkilerini anlamamda yardımcı olurken, insanlık tarihinin en zorlu zamanlarından birinde hayatta kalmak ve umutla dolu olmak için nasıl mücadele edildiğine dair güçlü bir his verdi.
9 Ağustos 1945’te Nagasaki’ye atom bombası atıldı. O sırada görevinin başında bulunan bir doktor vardı : Takaşi Nagai.
Yaşadıkları süreç cehennem tasvirlerinden farksızdı. Geriye bir avuç insan kalmıştı ve yapılması gerekenler bitmiyordu..
.
Yaralı olmasına karşın insanüstü bir güçle çalışan Nagai, eşinin ölümünü 2 gün sonra öğrenebildi. Sonra deneyimlerini yazıya dökmeye karar verdi: bombanın etki alanını, birincil ve ikincil sonuçlarını, uyguladıkları tedaviyi.. Ama bana en çok dokunan yitirmediği umudu oldu.
Bir gün o topraklarda kiraz ağaçlarının açacağına dair umudu..
.
Esmanur Yiğit ve Esranur Yiğit çevirisi, Kiyoçika Kobayaşi kapak illüstrasyonuyla~
Ya duygusuz bir dönemime geldi ya da kitap gerçekten duygusuz.. Evet bir acı vardı , düşünsenize bir patlama var ve binlerce kişi hayatını kaybediyor. Ve siz bunlari okurken o ortamı gözünüzün önünde canlandıramıyorsunuz .Anı-günlük şeklinde ve gerçek olduğunu biliyoruz, yine de duyguyu alamadım..
Olayın gerçekliği yazarın diliyle ilintili benim gözümde.. okuyucuya hissettirilmeyen ruh kitabın ve yaşananların büyüsünü bozar.
Tavsiye etmiyorum :)
Kitapla kalın