Bu mukaddes alan dolayısı ile, üzerine inşa edilen Süleyman Mabedi'ne de Beytü'l-Makdis, yani mukaddes ev denilmiştir. Bu özel alanın tam ortasında son derece önemli bir kaya vardır, bu kayanın ortasında da içine girilebilen bir mağara... Süleyman Mabedi'nin kalbi işte tam burasıdır. Hem Davud Peygamber hem de Süleyman sıklıkla bu mağaraya girmiş ve burada Allahu Teala'ya yakarmışlardır. Kutsal Kaya üzerinde kurbanlar kesmiş ve Allah'ın huzurunda iki büklüm olmuşlardır. Süleyman Mabedi'nin sunak, yani dua ve Allah'a kurban sunma alanı işte tam bu kayanın üzeridir.
Bu makama Süleyman Kayası denmesinin ilginç bir sebebi vardır. Genellikle kilitli olan bu mekana bir fırsatını bulur da girebilirseniz içerisinde, yerdeki döşemenin kenarında yontulmamış, yerden düz zemini bozacak şekilde fırlamış bir kaya parçasının durduğunu göreceksiniz. Bu kaya parçası Kubbetü's-Sahra'nın bir kısmını kaplayan Kutsal Kaya'dan küçük bir parçadır.
Mescid-i aksa evimizin en küçüğünden en büyüğümüze kadar herkesin bilip sahiplenmesi gereken ümmetin ortak davasıdır!
Hala bi haber kimseler var duyuracağız anlatacağız! Bilinçlendireceğiz!
youtu.be/UItwRwTipdo
Partlar ve Romalılar arasındaki sürtüşmelerde Yahudiler zaman taraf değiştirmiş, Romalıları sıklıkla karşılarına almışlardır. Herod'un ölümü sonrası Romalılarla dengeler iyiden iyiye bozulmuş ve çarpışmalar başlamıştır. O dönemde Roma İmparatorluğu'nun başında Vespasyonus vardır. Ortadoğu'dan gelen çatışma haberlerine bir son vermenin zamanı geldiğini düşünerek oğlu Titus'u Kudüs üzerine gönderir. Şehir, tarihinin ikinci büyük saldırısı ile karşı karşıyadır