Es-Selam Değerli Dostlar..
Yaklaşık 2 ay önce arkadaşlarla bir proje düşündük;
Kadim Şehir Kudüs’ü ziyaret…
Ve proje kapsamında gerekli yazışmalar neticesinde 7 si öğretmen, 12 si öğrenci ve 9 u esnaf olmak üzere toplam 28 kişi ile yola koyulduk.
Allahın lütfu sayesinde Yaklaşık 6 gün Kudüs’te kaldıktan sonra şükürler olsun ki dün itibari ile
Tarihini bilmeyen geleceğini bilemez derler ya aynen öyle hep bu düşünceyle hareket etmişimdir. Tarihimizi doğru bilgilerle öğrenmemiz ise çok önemli. Maalesef ki yalan yanlış bilgilerle tarihimizi kötüleyen çok fazla kitap var bu kitabı okurken sizi mantığınızı da kullanmaya itiyor kitap aaa gerçekten böyle cok mantıklı deyip gerçek tarihimizi mantık süzgecinden de geçirerek bize anlatıyor. Okunup bilgilenilmesi gereken bir hayat Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatı.
Detaylarıyla çok güzel anlatılıyor ve resimlerle de destekleniyor kitap. Bazı resimlerin ne olduğu altında yazmıyor o kısmı hoşuma gitmedi sadece.
Kitabın ön sözüne şöyle başlıyor yazar;
"Hepimizin çocukluğundan itibaren kulağına çalınmış bir isimdir Mescid-i Aksa. Benim de öyle.
Önceleri onu birçok insanımız gibi sadece bir cami sanmıştım. Sonra ilk kıblemiz olduğunu öğrendim..."
Gerçekten de bu böyledir.
Mescid-i Aksa ile ilgili öyle çok bilmediğimiz
ya da doğru bildiğimiz
Yaklaşık 3 yıldır kullandığım bu uygulamada 150 fazla kitap okudum. Ama okuduğum hiç bir kitap hakkında bir inceleme paylaşmadım. Bunun iki temel nedeni vardı aslında. Evet ben okumayı çok fazla seven biriyim ama bu bir yazarı eleştire bilecek kadar edebi bilgimin olduğunu göstermezdi ve kitap incelenmesi paylaşmamamın ilk nedeniydi. Zamanla bu
Yeryüzünde Onun (sav) adının dahi bilinmediği, İslâm ile şereflenmemiş, Allah'ın kelamının dillerde olmadığı bir yerde de yaşıyor olabilirdim.
Ama tüm bunların aksine, dünyaya adınla birlik olarak, Allah'ın kelamını yeniden, son olarak tebliğ ettiğin o dine mensup bir ülkede ve yaşamaya çalışan bir ailede doğdum. Buna rağmen ne Onu (sav)
Selamûn aleyküm.
Kudüs'ü daha doğrusu Mescid-i Aksa'yı bir sanat tarihçisisinden okumak çok doğru bir seçim oldu benim için. Kafa karışıklığına sebep olan bir çok sorunun cevabı bu kitapta!
Mescid-i Aksa neresi? Kubbetü's-Sahra hangisi? Her Kudüs ismi geçince niye sadece bir mekân görsellerde ön plana çıkıyor? Buralara kimler hangi izleri bıraktı? Hangi kavim ne amaçla nasıl geldi? Daha bir sürü sorunun cevabı burda.
Mescid-i Aksa dediğimiz araziyi adım adım gezdiriyor size kitap. İşte en güzel yanı burda devreye giriyor. Zira alanında uzman olan yazarımız hangi bina, yapı, eser hangi medeniyete ait, hangi dönemde yapıldı tek tek açıklıyor. Kimlerin izi yok ki Mescid-i Aksa'da... Hele ki bin yıl boyunca canhıraş bu kutsal mabedi ihya etmek adına atalarımız nasıl çalışmış göreceksiniz. İşte asıl sorun burda ceddimizin izleri hala bu kutsal mekanda duruyorken biz torunları altın kubbeli yapı dışında bir şey bilmiyoruz desek yeridir. Bize buraları unutturmaya çalışmışlar ve görünen o ki başarmışlar!.. Talha hocam da bunu dert edinmiş ve karış karış anlatmak istemiş. Mutlaka okumalısınız ve bu mirasa sahip çıkmak adına elimizden geleni yapmalıyız.
ve's-Selâm...
