Dağıldı hatırası neden sonra ağır geçen günlerin
beklemek kanaviçelerde solgun çiçeklere benzedi
kaldım yorgun ve kucağımda yaralanmış bir uykuyla
eve dönmek istedim bütün yorgunlukların sonunda
Hangimizin yoktur kaybolmaya dalgın bir anı
Acıyla sevincin rastlaşması bazı yola çıkmalar
Göz yetişmez yerlerden bir sabahın alacasına
Varmak yalnız kalmaktır ve tedirgin kanatlar
Sonra şehir elde çakı sonra kalakalmak öylece
Herkes kendi felaketini hazırlamakla meşgul
Sanki çok yakındaki bir ağrıyı sarıyor rüzgar
Ve bir acı su apansız zorluyor gençliğimi
Elimi attıkça saçlarım arasına bir eski bahar
odamın önündeki ağaca konmuş bir bülbülün ötüşü eşliğinde masamda mum yakıp oturuyorken, yanlış saymadıysam 6 kere bu kitabı okudum. açıkçası saymadım. defalarca başa sardım.
her cümle bu kadar mı etkili olabilir. hissedip de anlatamadığımız duygularımız bir kalemden bu kadar mı cümleye dönüşebilir. gerçekten lezzetini unutamayacağım.
bu kitap bana kalırsa okunup dolaba koyulacak bir kitap değil. "anlamı" göstermek adına başkalarına da hediye edilmesi gerek. çok sayfasında gözlerimden yaş geldi. ne çok eksik duygularım, ne çok yarım kalmış hislerim varmış.
yazarın pekçok kıymetli şair ve yazarların üslubundan feyiz aldığını çok net hissettim. cahit zarifoğlu, belki murat menteş, tarık tufan, payidar zaman, ömer lütfi mete.
satırlarında gelenek ve moderniteye farkındalık, bir miktar neyi kaybettiğimizi hatırlatıcı etkiler bulunuyordu.
birkaç şiiri sanki "başına oturulup da yazılmış" gibi değildi. bir an gelmiş not almış, bir şey görmüş içinde tutmuş onu da not almış ve bunları biraraya getirdiğindeki doğallık pürüzsüzdü.
Bilemiyorum bunlar benim sezinlerim.
velhasıl çok az şiir okuyup okuduklarımı tekrar tekrar okuyan bir insan olarak diyebilirim ki bu kitabı defalarca okuyacağım ve yayacağım.
Kitap şairin ilk şiir kitabı olmasına rağmen ilk kitapmış gibi durmuyor. Taner Sarıtaş hakkında Mustafa Kutlu, "Taner'e genç diyemeyiz." demişti. Taner Sarıtaş, Tedirgin Kanatlar ile hafif uçuş değil yüksekten bir uçuş gerçekleştirdi. İçerisindeki 28 adet şiir, şairin taşra gerçekliğine, modern insanın buhranına ve bu kadar çirkinlik arasında kaybolmaya yüz tutmuş güzellikleri "patetik" şekilde ele alıyor. Her bir mısraını ilmek ilmek dokumuş şair belli ki. Kendisini tanımış olmak beraber aynı dergilerde yazmış olmak da bu konuda yorum yapabilmem için önemli ayrıntılar. Çünkü şair dış dünya ile iç dünyayı birbirine katık etmiş. Afiyet olsun. Tedirginlikler dilerim.
Kitap üzerine şair ile gerçekleştirdigimiz söyleşiyi linkten izleyebilirsiniz.
youtu.be/FYjVVMxSqJI