Fransız arkeolog-antropolog Andre Leroi-Gourhan’ın şahane sözlüdür: Kurt ve kurt köpeği arasındaki fark, doğal ortamdan “özgürleşme”nin simgesi tasmadır.
Tüketen topluma Müslüman entegrasyonu söz konusu.
Genç hanımlar, ben başörtüsüyle gidebiliyorum artık her yere diyor, ama sen başörtüsü için mücadele verdiğin zamanlarda dudağında ruj yoktu!.. Yani kozmetiğe boğuldular. Bir "Kozmetik Müslümanlık" söz konusu...
Mesela bir Müslüman kadın için namaz mı önce gelir, tesettür mü? Hiç kuşkusuz namaz önce gelir. Ama tesettürlülerin yüzde 80-90'ı namaz kılmıyor. Ben ne anladım bu işten?!
Kısacası tüketim kölesi haline geldik. Böyle bir tüketim, İslamla ne kadar bağdaşırsa bunlar o kadar Müslüman...
O yüzden ne kadar 50 gibi görünen İslâmî kesim, samimi konuşmak gerekirse aslında yüzde 2.5'tir.
(Nakşibendi tarikatı üyelerinden)
Moda, insanın giyinme ihtiyacının iktisadi tahakküm altına alınması demek. Ama modayı zenginlikle, pahalılıkla, erişilmezlikle özdeşleştiren hatırı sayılır bir kesim hala mevcut.
Son olarak, popüler kültürün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Artık burada kitle kültürü diyerek devam edelim. Kitle kültürünün bugün geldiği aşamada en önemli tehlikeler insanın kendinden vazgeçmesi dedik. Bir başka hayati tehlike emeği önemsizleştirmek, değersizleştirmek. Bu da insanlıktan vazgeçmek demek.
İnsanların böylesine çılgınca