1962 doğumlu. İlkokulu Bandırma’da, ondan sonraki okulları ise İzmir’de okudu. İnşaat Yüksek Mühendisi. Orta halli bir ailenin çok kardeşli bir çocuğu. 2007’de kitap yazabilmek için mühendisliği bir paranteze aldı. İzmir’de oturuyor.
Bizans'ta imparatorların çocukları; erguvan renkli sarayda, erguvan rengindeki odada doğuyordu. Bu çocuklar Porphyrogenitos (яоppuрoyevηtоç) yani "erguvan doğmuş" ya da "erguvan içinde doğmuş" unvanı alıyorlardı. Erguvan rengi giysi ve ayakkabı yalnızca saray mensuplarına özgüydü. (2) Helence porfira (noppúpa) erguvan rengi demektir.
Erguvan renginin soyluların rengi olması, bu sınıfın beğenisinden değil ekonomik kökenindendir. Erguvan, An- tik Çağ'da kırmız böceğinden elde edilen kırmız renginin bir türevi olarak sağlanabiliyordu. Bir böcekten ancak birkaç damla renk maddesi elde edilebiliyordu. Üretim de karmaşık ve çok masraflıydı. O yüzden erguvan rengi giysi giymek son derece pahalıydı; dolayısıyla sadece en üst sınıfın giysilerinde bu renk görülebiliyordu.
Tanzimat-Ittihat-Cumhuriyet'i bir üçleme olarak görüyoruz ve Türkiye'nin dünden bugüne yönetici sınıfını, elitlerini de eupatrid olarak nitelendirip, bu insanların birbirleriyle olan akrabalıklarını, bağlarını, benzerliklerini kısacası ortak paydalarını, sistemi anlamanın anahtarı olarak yazmaya çalışıyoruz.
Abartarak söylersek, yöneticiler, elitler, öne çıkanlar, "başarılı" olarak kabul edilenler hep akraba, tanıdık. Abartmadan söylersek mutlak olarak bir ortak paydaya sahipler.
Dünyanın cesur ulusları yoktu, cesur insanları vardı. Onlar, aşkın ve hayatın havarileri, büyük serüvencilerdi. Onlar, bu ihtiyar cadının maskesini parçalamak ve yeryüzü denilen cenneti bize sunmak istediler. Bütün ömürleri bu kavgayla geçti. Ne adları vardı onların, ne ulusları , ne dinleri ne de anıtları.
Ama biz onlar için ölüm fermanları hazırlayıp görkemli mangalar kurduk. Savaşlar açtık peşpeşe. Kentleri ele geçerip vahşi bir hayvan gibi avladık onları. Nerde görülseler kurşuna dizdik ve süslü kemerler yaptık onların kafa derilerinden. Biz cellattık ve tarih suratımıza tükürürken, bir kez bile bağışlanmayı istemedi onlar ..
Ahmet Telli
abartarak söylersek, yöneticiler, elitler, öne çıkanlar, "başarılı" olarak kabul edilenler hep akraba, tanıdık. abartmadan söylersek mutlak olarak bir ortak paydaya sahipler.
…başlangıç değerlerini değiştirdiğiniz an, döngüsel olma yan bir sistem ortaya çıkıyordu ama bu da başka bir düzenliliği doğuracaktı. düzensiz gibi görünen sistemlerin içinde de bir düzen vardır. oligarşi gibi karmaşık görünen bir yapının da mutlaka bir "deseni" var.
Tarihin derinliklerinden günümüze kadar devlet idaresinde bulunmuş kişilerden siyasetçi,asker,yazar, sanatçı,bürokrat,gazeteci hatta eğlence dünyasının isimlerinin birbirleriyle olan bağlarını ve ilişki sarmallarını detaylarıyla ortaya koymuş.Okurken yok artık diyeceğiniz isimler olacak.Romada seçkinlerin rengi olan erguvan rengini de seçkinler sınıfının mensupları ile bağdaştırarak kitabın adı olarak belirlediğini ilk sayfalarda belirtmiş.Kitabı bitirdiğinizde tesadüf diye birşey olmadığını göreceksiniz herkes erguvaniler kadar şanslı değil.Tayfun Er büyük emek sarfetmiş.
ErguvanilerTayfun Er · Duvar Yayınları · 201239 okunma