Telmih Dergisi Sözleri ve Alıntıları
Telmih Dergisi sözleri ve alıntılarını, Telmih Dergisi kitap alıntılarını, Telmih Dergisi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kaderin ettikleri aştı boyumu bizarım
Ferhat oldum şirin için dağlar gezerim
Gel deyip buyur eder her gün mezarım
Aşmasın haddini ömrüm hudut çizerim
Kırdın kanadımı kolumu neylerim felek
Yalan olsada gülmeye hakkım yok mu
Şu garip boynuma geçirdin yağlı ilmek
Tarifsiz acılar tattım bir sükun çok mu
Rüsva ettin tüm cihana beni güldürdün
Aman verip gözyaşımı bir an silmedin
Baharı beklerken gülleri mi soldurdun
Hep kandırdın hiç kıymetimi bilmedin
Meşk dediğin şey mürekkeple yazılmaz
Çoğalır mı asırlarca dilden dile okunsa
Mevlana der ki aşk kitaplarda bulunmaz
Ne muhteşem olur bir yüreğe dokunsa
Kara sevdaya düşene neylesin hekim
Elden ne gelir ki boşuna çare bulamaz
Figan edecek bülbül güle kalınca yetim
Bedbaht odur eliyle bir çiçeği sulamaz.
Ali Urcan
Sayfa 34
DEDE KORKUT'DA KADIN VE ANNE
Ne kadar ki, hanımlar bizimle idiler, kuvvet de, gudret de bizde idi. Kadını attan indirdik, yanımızdan ayırdık, küvvet de, kudret de bizden ayrıldı. Erkek toplumsal hayatta aciz kaldı. Kör, topal kaldı, yarım kaldı. Yarım erkeklerden oluşturulan milletler yarım milletlerdir.
Sayfa 23Kitabı okudu
Şu nurdan ruhumuz dünyada hapis
Sızlar inceden inceden hicran yarası.
Faruk Nafiz Çamlıbel, 1925 yılında " Türk Yurdu" dergisinde kaleme aldığı "Han duvarları" adlı şiiri ile Anadolu'yu tarihi, kültürü, efsanesi ve mistizimi ile edebiyata taşımış oldu.
Sayfa 46Kitabı okudu
Sana Sığınırım
Kaç nefes kaldı ciğerlerimde sayabiliyorum
Ruhumu mahmuzladım som ıstıraplı yokuşlara
Şehrin burcuna çökmüş demirden meşum günâhlarım
Yığın yığın kaçıp, bunca çok keşkenin arasında;
Sana sığınırım..
Özkan KAYAKitabı okudu
Gel gör ki neler geldi bu garip başa
Şikayet değil arzuhalim tövbe haşa
Bak felek eyledi bizi külhanda maşa
Sonunda müptelası olduk dünyanın
Marifetmi şu ete,kemiğe bürünmek
Bir çöplükte güzel kokular sürünmekt
Ne kadar zor ki insan gibi görünmek
Sonunda müptelası olduk dünyanın
Kazma kürek kazsan kendi kuyunu
İçsen kana kana zemzem suyunu
Söküp at bedeninden kabil huyunu
Sonunda müptelası olduk dünyanın
Düşünce başın dara diyorsun Allah
Şeytan ar eder senden yemin billah
Kalbi yoksayan asla olmuyor iflah
Sonunda müptelası olduk dünyanın
Yıktığın gönülün günahı boynuna
Kabirde bir yılan gibi girer koynuna
Akıl et danış kanma nefsin oyununa
Sonunda müptelası olduk dünyanın.
Ali Urcan
Sayfa 128
İnsan bu eti yenmez derisi giyilmez
Güler belki gözleri ama içi bilinmez
Unuttum dese sesini mazi silinmez
Sızlar inceden inceden hicran yarası
Kırma sakın elin ile bir ademoğlunu
Düşer başı acı gurbete şaşar yolunu
Aman vermez rüzgarlar kırar kolunu
Sızlar inceden inceden hicran yarası
Unuttu insanlar ölümü kalmadı insaf
Bulunca bolluğu çoktan yürüdü İsraf
Bir süs misali duvarlara asıldı Musaf
Sızlar inceden inceden hicran yarası
Gönül bu girilmez içeriye destursuz
Kurtul benliğinden olma düstursuz
Ömür son bulacak elbet kuşkusuz
Sızlar inceden inceden hicran yarası
Ne versen yok demez bu arsız nefis
Uyarsan sevk eder seni günaha iblis
Şu nurdan ruhumuz dünyada hapis
Sızlar inceden inceden hicran yarası.
Ali urcan
Sayfa 121
İki şey insanın ruhunu karartır: Konuşacakken susmak, susacakken konuşmak. Sadi Şirazi
Sayfa 133Kitabı okudu
Dünya gurbetinde sahipsiz kalda
Çiçeğe razıyım gözüm yok balda
Beklerim baharı meyvesiz dalda
Haline şükretmeyen kula şaşarım
Şu ahir zamanda gülmeyen çoktur
Düşler belki kendince nasibi yoktur
Nasihat dinlemez ki karnıda toktur
Bir mazlum ağlarken nasıl yaşarım
Kader örmüş ağlarını yollar kapalı
Unuttuk vefayı büyük evler yapalı
Kalmadı adalet huzur güce tapalı
Çoşkun ırmak misali dolar taşarım
Unutulacak adın bir gün gelecek
Bir halden anlamaz postu delecek
Bu feryat boşuna her canlı ölecek
Gelse dosttan selam gülüp coşarım
Şimdi ne soğuktur mermer beşikler
Biçare sahibini gözler suskun eşikler
Kavuşmak için vuslatı bekler aşıklar
Bin yıl sürse vuslatım yare koşarım.
Ali Urcan
Sayfa 130
