8.8/10
38 Kişi
190
Okunma
10
Beğeni
3.549
Görüntülenme

Temuçin Faik Ertan Sözleri ve Alıntıları

Temuçin Faik Ertan sözleri ve alıntılarını, Temuçin Faik Ertan kitap alıntılarını, Temuçin Faik Ertan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ulusun bağımsızlığını yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır
''İstanbul'da hayatımı tehlikede gördüğümden İngiltere devlet-i fahimesine iltica ve bir an evvel İstanbul'dan mahall-i ahara naklimi talep ederim efendim! Halife-i Müslimin Mehmet Vahidettin.''
Reklam
Atatürk Türk Devrimi'ni üç aşamada gerçekleştirmiştir. İlk olarak emperyalist güçlere karşı mücadele edilmiş ve toprak bütünlüğünün önündeki engel kaldırılmıştır. Daha sonra hiçbir işlevi ve gücü kalmayan Osmanlı Saltanatı yıkılarak, monarşiye son verilmiş ve Cumhuriyet rejimi kurulmuştur. Son aşamada ise yeni kurulan devletin devamlılığını sağlayacak devrim hareketlerine girişilmiştir.
Atatürk kurulan Türk devletinin halkçı karakterini 1923 yılında şu sözlerle ifade etmiştir: "Türkiye Devletinin, bu yeni kuruluşunun dayandığı temeller, nitelik bakımından kendinden önceki tarihsel kuruluşların temellerinden başkadır. Bunu bir sözcük ile anlatmak gerekirse, diyebiliriz ki yeni Türk devleti bir halk devletidir. Geçmişin kuruluşları ise bir kişi devletiydi, kişilerin devleti idi."
Anadolu'da yeni bir içerik ve biçim kazanan özellikle erkek giyim ve kuşamı, 19. yüzyılın ikinci çeyreğinde II.Mahmut'un yeni kurduğu askeri birliğe, yeni bir başlık giydirmesi ile büyük bir değişikliğe uğramıştır. Kılık ve kıyafetteki bu karışıklığa son vermek amacıyla II.Mahmut büyük çabalar harcamış ve hiç değilse devlet memurlarına düzgün bir görünüş vermek istemiştir. Onun buyruğu ile memurlar ceket, pantolon, fes ve potin giymeye başlamışlardır. Fakat giyimde yapılan bu değişiklikler, başta Şeyhülislam ve ulema tarafından hoş karşılanmamış ve şeriata aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Ancak ne fesin ne diğer kıyafet unsurlarının din ve milliyetle hiçbir ilgisi yoktu. Din adamları yeniliklerden korktuğu için halkın dini inancını istismar ederek, bu değişimi dini menfaatlerine alet etmek istemişlerdir. Şöyle ki 1903 yılında II.Abdülhamit, topçu ve süvari askerlerine fes yerine kalpak giydirmek istediğinde, daha önce fesi şeriate aykırı bulup karşı çıkanlar, bu kez de fesi savunup, kalpağa karşı çıkmışlardır.
Devlet memurlarının kılık-kıyafeti yeniden düzenlenmiş ve fes giymesi zorunlu hâle getirilmiştir. 1829'da yapılan yeni bir düzenlemeyle halk içinde fes zorunlu olmuş ve her türlü başlığın yerini almıştır. Cübbe ve terliğin yerini de redingotlar, pelerinler, pantolonlar ve potinler almıştır. Ayrıca Fransa'dan örnek alınarak Perşembe günü hafta tatili günü olarak kabul edilmiş ve Sultan'ın portresi devlet dairelerinin duvarlarına asılmaya başlanmıştır.
Reklam
165 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.