Tibet'te bir söz vardır: "Bir eşeğin bedenindeyken, otların tadına var.” Başka bir deyişle bu yaşamın değerini anlayıp ondan zevk almalıyız, çünkü yaşam kendi özünde anlamlı ve değerlidir; çünkü bu, yaşadığımız hayattır.
Bu rüyanın süreci bir kitap okumaya benzer, Bir kitap sadece kağıt üzerindeki işaretlerdir, ama anlam duygumuzu bu eyleme getirdiğimiz için belli bir anlam çıkarabiliriz. Bir kitabın anlamı, bir rüya gibi, yoruma açıktır. iki kişi aynı kitabı okuyup tümüyle farklı şeyler yaşayabilirler; içlerinden biri sayfalarda bulduğu anlama dayanarak tüm hayatını değiştirebilir, arkadaşı ise o kitabı daha az ilgi çekici bulabilir, hatta hiç ilginç bulmayabilir. Kitap değişmemiştir. Anlam okuyucu tarafından sözcüklere yansıtılır, sonra da geri okunur.
Ölürken nelerle karşılaşacağınızı, ölümünüzü önceden disiplinle düşünerek nasıl dünyaya bağlanmayı bırakıp buradan ayrilabileceginizi öğrenebilmek için nasıl rüya gördüğünüzü çalışmalısınız.
Durmadan hayatından şikayet eden biri ile bir saat geçirseniz ne olur? Olumsuzlukları bilincinize işler. Kapanırsınız. Tertemiz, açık bir gökyüzüne bakarak 1 saat geçirseniz ne olur? Eğer sadece basmakalıp, alışılmış bir perspektiften bakacak olursanız kendinizi yorgun ya da kafası karışmış hissedebilirsiniz. Ama eğer bu zamanı boşluk elementi ile kutsal bir bağ kurmaya çalışarak geçirecek olursanız, gökyüzüne bakmak sizi rahatlatacak, özgür hissetmenize yardımcı olacaktır.
Gayet akıcı ve öğretici bir kitap. İçeriğinden öğrendiğim çok şey var. Özellikle doğada bulunan 5 element ile kurulan ilişki beni çok etkiledi. Tibet ve Bön öğretileri ele alınmış. Beğenerek okuduğum bir kitap oldu.
Her ne kadar kültürümüze çok yabancı kavram ve terimler içerse de kitabın yazarı batı kültürü içinde de yaşamış olduğundan rüya ve uyku yogalarına ilişkin uygulamaları ve bunların amaçlarını anlaşılır bir şekilde aktarabilmiş. Özellikle lüsid rüya konusunda çok detaylı ve kolay uygulamalar var. Bu konuda Türkçe kaynak bulmanın zorluğu düşünüldüğünde çölde vaha gibi.