Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Tess Gerritsen
Tess Gerritsen Yorumları ve İncelemeleri
Tess Gerritsen yorumları ve incelemelerini, Tess Gerritsen kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Tess Gerritsen puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
- Kral Agamemnon Truva'ya saldırmak için bin gemisiyle birlikte Aulis limanına geldiğinde Tanrıça Artemis'in gazabıyla karşılaşır. Bu gazabın nedeni Agamemnon'un Tanrıçanın en sevdiği hayvanlardan birini öldürmesidir. Bu öfkeyi dindirmek içiin kral korkunç bir kurban vermeyi, kızı İfigeneia'yı tanrıçayı adamayı kabul eder. Sonrasında olanlar da
Tess Gerritsen / Aşk Ölümden Uyanıştır
Tess deyince gerilimin ve ters köşelerin beni büyülediği polisiye kitaplar aklıma gelir. Beklentim ve isteğim bu yönde olunca farklı bir tarzla karşılaşmak beni şaşırttı. Aksiyonu hiç dinmeyen akıcı bir kitaptı ama bilindik Tess kitapları gibi değildi. Gerçi kitabın adından anlamak gerekirdi ama ben uyanamadım. Aşk ağırlıklı ilerleyen ve aile ilişkilerine değinen bir polisiye olduğunu söylemek daha doğru olur sanırım.
Nina düğün günü kilisede bir not ile terk edilir. Düğün saatinde aynı kilisede bir bomba patlatılır. Bir sene önce farklı bir düzenekle bir çok bomba patlatan birisi, polis teşkilatına zor zamanlar yaşatmıştı. Olay çözülmüş dava kapanmıştı ama kilisedeki düzeneğin birebir aynı olması kafaları karıştırmıştı. Çünkü bombacı ölmüştü. Peki aynı düzeneği kuran kimdi ve neden bu çiftin ölmesini istiyordu?
Daha ilk sayfalardan olayın gidişatını anlıyor ve sadece yaşananların gerekçelerini merak ediyorsunuz. Polis dedektifi Sam ve acil hemşiresi Nina’nın birbirlerinden uzak durma çabaları, aile ilişkileri ve psikolojik savaşları ile ilerliyor. Sürükleyici, akıcı ve güzel bir kitaptı. Tess’in kalemi ile ilk kez tanışacaklara, yanlış bir kanıya varmamaları açısından bu kitapla başlamamalarını öneririm.
Keyifli okumalar…
Yazar hakkında
Tess Gerritsen Çin asıllı, doktor, yazar. 12 Haziran 1953 yılında ABD'nin San Diego kentinde doğdu. Stanford Üniversitesi'nde antropoloji konusunda lisans yaptı, California Ünüversitesi'nde tıp diplomasını aldı. Film yapımcısı olan Jacob Gerritsen ile evlendi. İlk kitabı olan 'Cerrah'ı 2001 yılında yayımladı.
Kitaba nereden
Dedektiv qorxu janrı sevənlər üçün uyğun kitabdır. Roman kitabların da axtardığım şey mənə verəcəyi həyəcan hissidir və istədiyim hissi yaşatmaqda olduqca bacarıqlı idi. Digər kitablarını da oxumağı düşünürəm.
Tess Gerritsen gerçekten polisiye gerilim dalında kendini ispatlamış bir yazar. Önemini ve güncelliğini hiç bir zaman yitirmeyen, organ nakli ve organ mafyası konusuyla kurgulamış baştan sona gerilimi yaşayacağınız, çok güzel bir kitap. Polisiye gerilim seven arkadaşlara öneririm.
Sona Kalan, Rizzoli & Isles serisinin 10. kitabıdır. Bu 12 kitaplık seriyi karışık okuyabilirsiniz ama özel hayatlarından dolayı sırasıyla okusanız daha iyi olur. Mesela Mefisto Kulübü ve Buz Gibi Soğuk’u okumadan bu kitabı okursanız çoğu şey size anlamsız gelebilir. Şimdi gelelim bu bol ters köşeli, buram buram ihanet ve kan kokan kitabımıza.
Bambaşka hayatları olan Claire, Will ve Teddy’nin yolları büyük bir trajediyle kesişir. Bu çocukların önce aileleri sonra da koruyucu aileleri birbirlerinden alakasız 3 farklı şehirde ve aynı hafta katledilir. Olanlardan sonra büyük travma geçiren bu 3 küçük çocuğun yolu gözlerden ırak Evensong Yatılı Okulu’nda kesişiyor. Fakat bu bildiğimiz yatılı okullardan değil. Travma geçiren zeki çocuklardan oluşan ve Mefisto Kulübü’nün de yönetici kadrosunda olduğu bir okul.
Bu kitapta canım Tess beni yine şaşırtmadı. Kitap son derece gizemli ve gerilimliydi. Okulda geçen esrarengiz olaylar beni gerçekten çok gerdi. Acaba okuduğum okulum bahçesinde iç organları çıkarılmış bir horoz görsem bu kadar soğukkanlı olabilir miydim? Ayrıca daha 13-16 yaşlarındaki çocukların bilim alanında bu kadar bilgili olmalarına da imrenmedim değil. Son 100 sayfayı yok artık, bu kadar da olmaz diyerek okudum ve para için insanlar neler yapar bir kez daha öğrendim.
Yani yazarımız yine yapmış yapacağını. Kitap muhteşemdi. Her polisiye sevenin mutlaka okuması gereken bir seri. Okuyun ve okutun :)
Noah Elliot, çok sevdiğinin babasının ölümünden sonra zor zamanlar geçirir ve kötü bir arkadaş çevresi edinir. Bu yüzden ana karakterimiz Dr. Claire Elliot oğlunu yanına alıp geçmişini arkasında bırakarak göl kenarındaki “sakin” bir kasabaya yerleşir. Dışarıdan her şey normal gibi gözükse de belanın gelmesi geç olmaz. Kasabanın gençleri sanki salgın hastalık varmış gibi delirmeye, ailelerini öldürmeye hatta kendilerini canlı canlı parçalamaya başlar. Bu çocukların hepsi ailesinin göz bebeği çocuklardır. Claire, bu olayları araştırmaya çalışırken akıl almaz manipülasyonlar ve akılları allak bullak eden detaylar yakalar. Tüm bu kasabanın gençlerinin delirmesinin sebebi nedir? Bunun 50-100 yıl öncesine ait üzerinde balta izleri bulunan kemik kalıntılarıyla bir alakası olabilir mi?
Tess Gerritsen yine o güzel kalemiyle tıp ve polisiyeyi harmanlamış. Asıl olayların yanı sıra karakterlerin özel hayatlarına da değinmiş ve bu bize onları daha yakından tanıma fırsatı sundu. Fakat maalesef kitapta hoşuma gitmeyen şeyler de oldu. Mesela çok fazla isim! Bazıları havada kaldı. Uzatmalara gidilmiş. Kitap 100 sayfa daha kısa olabilirdi bana gereksiz uzatılmış bir kitap gibi geldi bu yüzden konusu ne kadar iyi olursa olsun okuyucuyu sıkıyor. Ayrıca sonu fena değil ama biraz aceleye gelmiş gibi Tess Gerritsen’dan daha iyisini beklerdim. Yine de kitabın konusu ve heyecanı için 10/8
Maura Isles, tıp konferansı için Wyoming’e gider ve orada eski arkadaşı ile karşılaşır. Özel hayatında yaşanan olumsuz olaylar yüzünden morali bozuk olan Maura, arkadaşı ve onun arkadaşları ile bir kayak merkezine gider fakat yoğun kar yağışı yüzünden araba kimsenin geçmediği bir yerde mahsur kalır. Arabadan biraz uzaklaşınca bulundukları tepenin aşağısında bir yerleşim yeri bulurlar. Ne tuhaftır ki bu evlerin camları dondurucu soğuğa rağmen açıktır, kapılar kilitli değildir, evcil hayvanlar donarak ölmüştür, arabalar hala garajdadır, yemekler hâla masanın üstündedir. İnsanlar neden alelacele evlerini terk etmiştir peki? Maura ve arkadaşlarının kaybolması üzerine polisler harekete geçer fakat kayda değer hiçbir şey bulamazlar. Arabanın içindeki yanmış cesetleri görünceye kadar...
Sanırım okuduğum en gerilimli kitaptı. 100.sayfadan sonra gerilim ve korku başlıyor resmen diken üstünde okudum kitabı. Arlo’nun başına gelenleri okuduğum sırada şöyle bir gözlerimi kapattım ve empati yaptım. Kesinlikle berbat. Sadece tek bir yakınmam var ki keşke doug, kızı ve arkadaşlarının son durumunu açık açık yazsaydı yazar. Orda bir kopukluk oldu bende kitabı okuyan varsa eğer son durumlarını yazarsa sevinirim. Rizzoli ve Isles serisinin her kitabını severim ama bence bu kitap gerilim yönünden diğer kitapların çok üstünde. Kesinlikle ve kesinlikle okuyun ve okutun...
KATİLİ ASLA TAHMİN EDEMEYECEKSİNİZ
DİKKAT!! SPOİLER İÇERİR
“Havada ölüm kokusu var; korku, et ve Afrika kokusu var.”
Rizzoli & Isles serisinin 11. Kitabı olan bu kitap usta avcı Leon Gott’un evinin garajında ayaklarından tavana asılmış ve iç organları dışarı çıkartılmış ve bir kısmı evindeki evcil hayvanlar tarafından yenmiş şekilde bulunur. Leon’un kitabın ilerleyen
Boston’daki Crispin Müzesi’nde raslantı sonucu 2000 yaşında olduğu sanılan bir mumya bulunur. Fakat bu mumyanın bacağında 2000 yıl öncesine ait olmayan bir cisim bulunur. Bir mermi. Ve kurban ölmeden önce kemik kaynamaya başlamıştır bile. Katilin kurbanını mumya yapmadan önce bacağından vurup bir süre daha yaşamasına izin vermesinin nedeni nedir? Aynı zamanda bu mumyanın müze çalışanı Josephine ve geçmişiyle ilgili bağlantısı nedir? Nedir nedir nedirr???
Kitap her yönden MÜKEMMEL bir kitap. Gerilim hat safhada, çok fazla ters köşe vardı ve kim yalan kim doğru söylüyor tahmin edemedim. Gizemli olaylar birbirine çok iyi bağlanmıştı ve Mısır, mumyalar hakkında pek çok bilgi öğrendim. Beni en çok geren şeylerden biri de tsantsa yapımıydı. Uzun lafın kısası polisiye seven herkesin okuması gereken Rizzoli ve Isles serisinin bu 7.kitabını çok sevdim. Okuyun ve okutun..
Diziye de çevrilen "Maura Isles / Jane Rizzoli" serisinin ilk kitabı olan "Cerrah" okuduğum en iyi polisiye/gerilim/korku romanlarından biriydi diyebilirim.
İşlenen hikaye çok çarpıcı. Bu polisiye hikayeyi okurken, yazarın aynı zamanda bir tıp doktoru olması nedeniyle, acil servis / travma vakalarının çarpıcı tıbbi ve cerrahi müdahalelerini, gözünüzde ve zihninizde canlanan işkence sahnelerini ayrıntıları ile yaşıyorsunuz.
Ana ve yan karakterler çok iyi tanımlanmış. Akıcı bir polisiye ve tıbbi dile, mükemmel denebilecek bir kurguya, zekice yazılmış bir konuya sahip olan kitabın sayfaları arasında koştururken kalp atışlarınızın hızlandığına şahit olacaksınız. Olaylar dizisi adeta bir bulmacayı andıran hikayede, bazen katilden kaçan bir kurban bazen de katili kovalayan polis olacaksınız. Katilin konuşmalarını okurken de kendinizi âdeta "Cerrah" gibi göreceksiniz. Şu bir gerçek ki kitabı bitirdiğinizde olaylar örgüsünün hızından yorulduğunuzu, katilin bulunmasıyla da rahatlayıp kaslarınızın gevşediğini hissedeceksiniz .
Bana göre kitabın zayıf yönü, katilin bulunuşundaki fazla tesadüfi olaylar dizisi. Ancak yine de kitabı okuduktan sonra bu zayıf yöne takılmadan serinin 2. kitabı olan " Çırak" kitabını okumak için inanılmaz bir heyecan duyuyorum.
İyi okumalar.