Bu iki kısmı* birbirinden ayırarak birini rasyonel, diğerini batıl olarak adlandıran ilk düşünür, 6. ve 7. yüzyıllarda uzun süre İspanya'nın Sevilla kentinin başpiskoposluğunu yapan, kimi kaynaklarda "Eski dünyanın son bilgini" olarak adlandırılan Sevillalı İsidor'dur. İsidor, Etimolojiler adlı eserinde astronomi ve astroloji arasında keskin bir ayrım olduğunu, astronomların gökcisimlerinin hareketleriyle ilgilendiğini, astrolojinin ise kısmen bir doğa bilimi olmakla birlikte aslında doğaüstü olduğunu ifade etmiştir. Kısmen doğal saymasının nedeni olarak astrolojinin Güneş'in ve yıldızların konumuna bakarak mevsimleri izlemesini göstermiş, ancak 12 sembollü burç yaklaşımının batıl bir inançtan başka bir
şey olmadığını dile getirmiştir.
Sayfa 45 - Kırmızı Kedi Yayınları, 2. Basım, 2015. *Astronomi ve astrolojiyi
İnsan böyle bir varlıktı işte. Kendi bir suç işledi mi, aynısına maruz kalmaktan korkmaya başlayıverirdi. Dikenli yollara girmenin aslında ne kadar kolay olduğunu görmek dehşete düşürürdü insanı.
(...) astrologlar takımyıldızların isimlerini ciddiye alırlar ve bu ciddiye alma işini bu takımyıldızların isimlerine dayanarak burçlara özellikler atfedecek kadar ileri götürürler. Halbuki değindiğim üzere, takımyıldızlara ait yıldızların diziliş biçimleri atalarımızca sıklıkla kullandıkları eşyaya ya da karşılaştıkları hayvanlara benzedikleri için onlara bu isimler verilmiştir ve buradan yola çıkarak Terazi
burcu olan insanların dengeli birer insan olduklarından ya da Akrep burcundakilerin kendine ya da başkalarına mecaz anlamıyla "iğne batırmak" konusunda ne kadar hevesli olduğundan vs. bahsetmek talihsiz çıkarımlardır.