Kişilik bozuklukları hastalık değildir. Birinin kişilik bozukluğuna sahip olması aslında mümkün değildir. Kişiliğimizin yapısı, sorunlarla baş etmede esnek yahut katı tutumlarımız hastalık kapasitemizi oluşturur.
«... Nasıl bir insansınız? Kişiliğinizin ayırt edici özelliği sizce nedir? Kendinizi ne kadar iyi tanıyorsunuz? Kişiliğinizin farkında olmadığınız yanları var mı? Başkaları da sizi, sizin kendinizi tanıdığınız şekilde mi tanıyor? Kişiliğinizin en iyi ve en kötü özellikleri neler? Bu tür soruları sormak kolay, yanıtlamaksa çoğu zaman zordur. Oysa her biri doğrudan, insanlar olarak özümüzde ne olduğumuzla ilgilidir.»
Kitap sunuş, önsöz, kaynakça ve disin kısımları haricinde 15 bölümden oluşmaktadır. Öncelikle ilk iki bölümde kişilik bozukluğunun tarihsel geçmişinden başlanılarak klasik ve çağdaş yaklaşımlar ele alınmıştır. Üçüncü bölümde kişilik bozukluğunun gelişimi, dördüncü bölümde ise kişilik bozukluklarının değerlendirilmesi ve terapisi ele alınmıştır.
Kişilik bizi biz yapan, başkalarından farklı kılan şeydir. ...karakter yetiştirme çağında edindiğimiz özelliklere işaret eder ve erdemli sosyal standartlara bir derece uyum gösterildiği imasını taşır. Öte yandan mizaç, sosyalleşmeye bağlı unsurlarla değil bazı davranışlara biyolojik yatkınlık taşımakla alakalıdır.
“Kişilikler empresyonist tablolar gibidir. Uzaktan herkes yekpareymiş gibi görünür, yakından bakıldığında ise her birimiz farklı ruh hallerinin, idrak ve güdülerin hayret verici karmaşıklığından ibaretiz.”