Thierry Kellner

100 Soruda İran yazarı
Yazar
7.8/10
13 Kişi
43
Okunma
1
Beğeni
681
Görüntülenme

Thierry Kellner Sözleri ve Alıntıları

Thierry Kellner sözleri ve alıntılarını, Thierry Kellner kitap alıntılarını, Thierry Kellner en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“İran, 87 puanla Suriye ile birlikte ve hemen Çin'in altında internet özgürlüğüne saygı göstermeyen ülkeler arasında ikinci sırayı almaktadır. Sosyal ağlar, İran rejiminin başka belasıdır. YouTube, Facebook ve Twitter gibi siteler 2009 gösterilerinden beri bloke edilmiştir..."
Sayfa 102Kitabı okudu
“Fars Edebiyatındaki eşcinsellik biçimi, olgun yaştaki erkeklerin, kadınlara duydukları arzunun kaybolması söz konusu olmadan erkek ergenlere karşı cinsel olarak yatkınlık duyabileceği bir oğlancılıktan bahsetmektedir. Erkek çocuğun ilk sakalları çıktığı an arzu edilebilirliği de ortadan kaybolmaktadır..."
Reklam
Avrupa'da savaşın sona ermesi üzerine Tahran yabancı kuvvetlerin ülkeyi boşaltmasını talep etti. Amerikalılar 1945 aralık ayında, İngilizler de dört ay sonra çekilmelerini tamamladılar. Ancak Kızılordu geri çekilmekte gecikince soğuk savaşın ilk krizi patlak verdi. Söz konusu İran "Azerbaycan meselesi" ve bir de buna eklenen Kürdistan gailesi, İran için savaş sonrası ilk önemli kriz olmuştur. İran'ın kuzeybatısını işgallerinden beri SSCB Tudeh'in güçlenmesini teşvik ederek milli hükümetin Azerbaycan üzerindeki kontrolünü sıfıra indirmişlerdi. Kısa ömürlü Gilan Sovyet Cumhuriyeti'nde bakan olan Parti'nin bölge lideri Cafer Pişevari daha sonra SSCB'ye kaçmış, orada kışkırtma yaparak eyaletin özerkliğini talep etmişti. 1945 eylülünde Tudeh bölge teşkilatını lağvetmiş ve üyelerinin, Peşavari tarafından yönetilen yeni Azerbaycan Demokratik Partisine katılmasını emretmişti. Peşavari halk milisi oluşturmuş ve Partinin merkez komitesi yönetiminde Özerk Azerbaycan Cumhuriyeti'ni ilan etmişti. Azerbaycan'a paralel olarak, Kürdistan'da devam eden anarşi, Gazi Muhammed tarafından yönetilen parti Komala'nın -1946 İran Kürdistan Demokrat Partisi adını alacaktır- 22 Ocak 1946 'da SSCB'nin onayıyla "Kürdistan Cumhuriyeti" nin kuruluşunu ilan etmesine yolaçacaktır. Mesud Barzani'nin babası Mustafa Barzani yeni hükümette Savunma Bakanı olacaktır.
Çok mantıklı gerçekten..
1967'de nüfus patlamasının önüne geçmek üzere bir doğum kontrol programı başlatıldı. Bu programın olumlu sonuçları tam kendisini hissettirmeye başlarken İslâm Devrimi patlak verdi. Şah'ın politikasından kurtulmak ve uluslararası arenada Müslüman âleminin ağırlığını arttırmak maksadıyla, "milyar Müslüman" savını ileri süren Humeynî, Batıcı seçkinler tarafından ilham verilmiş tiksinti bir uygulama olarak kabul edilen doğum kontrolünü terk etti.
79 şubatıyla 81 haziranı arasında Devrim Mahkemeleri, "karşı devrimci" ya da "dünya üzerinde yolsuzluk yayıcı" suçlamasıyla 497 muhalifi idam etmiştir. Bu sayı içinde, eski Başbakan Huveyda, biri "kültür emperyalizmini" besleme suçundan mahkum 6 bakan, SAVAK'ın 6 sorumsusu ve 90 memuru, 33 Bahai, İsrail lehine casusluk yapmakla suçlanan Yahudi bir iş adamı, 25 albay, 20 binbaşı ve 125 subay vardır. Daha sonraki dört yıl içinde 8.000 muhalif idam edilmiştir. Bunlar daha çok Halkın Mücahitleri üyeleridir. Ancak Fedayinlerin terör kurbanları, Kürtler, Tudeh Partisi(sol), Milli Cephe üyeleri ve meşhur Şii Ayetullah ve Merce-i Taklit Muhammrd Kazım Şeriatmedari'nin taraftarları da bulunuyordu.
Rıza Şah, önceliğini devletin güçlenmesine ve kendi adına layık milli bir milli ordu oluşturmaya karar verdi. Aldığı askeri eğitimin ve çağın ürünü olan sert bir tarz seçti. Önünde Türkiye'deki Kemalist model ve 1930'lu yılların her yerde yaygın otoriterciliği vardı. Bu değişiklikleri kolaylaştırmak üzere kendisine tamamen bağlı bir kabine oluşturdu. Hürriyetleri kısıtlamaktan ve meclisin rolünü ciddi şekilde sınırlamaktan çekinmedi. Milletvekillerinin seçimini kontrol ediyor ve dokunulmazlıkları kaldırıyor, siyasi partileri yasaklıyor, bağımsız gazeteleri kapatıyor ve fazla eleştiren politikacılardan kurtuluyordu. Muhaliflere karşı sert davranmaktan da kaçınmıyordu. 1930'lu yıllarda otoriter eğilimleri ve keyfi davranışları giderek arttı. Sonunda en yakın çalışma arkadaşlarını uzaklaştırmaya ve hatta subaylardan kuşku duymaya kadar vardı. Böylece ordudan çok polise dayanmaya başladı.
Reklam
71 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.