Yazarın okuduğum ilk kitabı ve çok sevdim. Kendisine has ilginç üslubu var. Hikaye baştan sona değil, sürekli geçmişe ve şuana dönerek hikayedeki parçaları birleştirmemiz amaçlanmış sanki. Dili sade olmakla birlikte içerikte bahsedilen olay vurgusu değil olayların başrolünü üstlenen üç piyanistin kişilik analizleri çevresinde hikaye şekil alıyor. Sanki bir sohbet olur konu konuyu açar ve sohbetteki kişilerin diyaloglarında çağrışımlarla konu dallanır budaklanır, sonra biz nerden buraya geldik dedirtir, üslubu aynen bu şekilde. Yazar hikayesinde patikasını bize sunmuş, okurken patikasında yere düşen puzzle parçalarını biriktiriyorum sanki. Fakat o patika bazen aynı yollardan da geçiyor dolayısıyla puzzle bulamıyorum.
Konusuna gelirsem, müzik için yaratılmış Glenn Gould'un piyano başında beyin kanaması geçirip ölmesinden dolayı arkadaşı Bitik Adam olan Wertheimer'in intihar etmesiyle kitap başlıyor Thomas Bernhard 3. arkadaş gözünden, intihar eden ve eceliyle ölen kişileri ayrıntılı analiz ediyor. Kitabın sonlarına doğru yazarın noktayı koyar nitelikte sonuca bağlaması da ayrı bir hoş :)
Kısacası kitabı çok sevdim mutlaka kütüphanede bulunması gerektiğine inandığım ender kitaplardan.