"İç Oyun" olarak adlandırdığı çeşitli alanlarda koçluk ve kişisel ve profesyonel mükemmelliğin geliştirilmesi için bir metodoloji ortaya koyduğu bir dizi kitap yazmış bir yazardır.
"Bir şeyi düşünüp, tasarlayıp kavramsallaştırdığımızda bilinçsizlik ortadan kaybolur, bir düşünce bize müdahale edip işimize karışır... Ok yaydan çıkar ama ne doğruca hedefe gider ne de hedef olduğu yerde bekler. İşte bu noktada hesaplama, ki bu yanlış bir öngörüdür, meydana gelir.
İnsanoğlu düşünen bir varlıktır ancak en iyi işlerini düşünüp hesaplamadan yaptığında ortaya koyar. O nedenle çocukken sahip olduğumuz 'içtenliği' tekrar geliştirmeliyiz."
Sayfa 36 - Okçuluk Sanatında Zen kitabının önsözünden
Selam dostilerimm, hem gece insanı hem sabah insanıyım. Gece gündüz fark etmez sporlar yapılsınn. Sizinle spor hayatımda bana inanılmaz faydalı olan bir kitap ismi paylaşacağım:
Bu kitap, hem iş dünyasında koçluğun katkısını pekiştiren hem de bu konuda tüm dünyada kendini ispatlamış bir kitap. Pek çok iş yeri standart metotlarla uygulanan eğitimlere başvuruyor. Fakat bu yöntemler, personelin performansını arttırıcı yönde olmadığı gibi azaltıcı etki de yapıyor. Bunun için personelin neyi, nasıl daha kolay ve pratik
Bu kitabın yorumunu çok geciktirdim farkındayım. Bunun sebebi biraz da kitabı denemek istememdi. Geçen aylarda bir konser verdim ve kitapta yapılması istenen sahne başarısını artırmaya yönelik ipuçlarını "işe yarayacak/yaramayacak" diye tahmin ederek değil de bizzat yerinde, sahnede denemek istedim.
Sahneye çıkmadan önce inanılmaz heyecanlanan ama sahneye adım attıktan sonra gram heyecanı kalmayan birisiyim ben. Sahnede heyecanım kalmazdı kalmamasına ama keman çalarken (ya da başka bir enstrüman çalarken, ya da şarkı söylerken) zihnimde uçuşan kelimeleri kontrol edemezdim. "Şimdi bir şey olacak, şu an herkes bana bakıyor, acaba nasıl görünüyorum, burası çok zor, şu amca beğenmemiş gibi bakıyor, yapamıyorum, olmadı" gibi birçok şey söylerdim kendime. Bu kitabın -nasıl yaptığını bilmiyorum ama- sahne başarısını artırmış olması kaçınılmaz bir gerçek. Seneler sonra kafamın içinde dönüp duran sesleri kitabı dinleyerek susturabildim. Bu yüzden Green ve Gallwey, size minnettarım.
Sürekli konser vs. dediğime bakmayın. Bu kitap sahne başarısı için, yani sahnede konuşma yapsanız, oyun sergileseniz dahi önünde olduğunuz seyirci aynı seyirci. Kaldı ki bu kitap ilk olarak tenis üzerine yazılmış. Bir müzisyen bu kitabı okumaya kalktığında ise verilen ipuçlarının sadece teniste değil, sahnede de işe yaradığını fark etmiş. Bunun sonucunda müzisyen, kitabın yazarıyla iletişime geçerek tenisin içsel oyunlarını müziğin içsel oyunlarına dönüştürmüşler. Yani verilen tavsiyeleri sadece konserlere, sahneye ve müziğe değil, sosyal hayatınıza dahi uygulayabilirsiniz.
Bize kalan sadece hissetmek!