Şu anda insanların görüş alanına giren ve yerkürenin kendisinin de kesinlikle aralarında yer aldığı hipernesnelerin saldırısının beraberinde getirdiği şey, kuşkusuz dünyanın sonudur ve bunun jeolojik döngüleri yalnızca insani olgu ve değerlere göre düşünmeyen bir jeofelsefe gerektirir.
Ya kiliseye gidersiniz ya da kiliseye nanik yaparsınız. Her durumda, bir kilise mevcuttur.
Topluluklara dair konuşmaların, yani ekolojik konuşmaların, akademik solun gözünde hayli şüpheli olmasının en büyük nedenlerinden biri budur. Topluluk kavramı senin benim gibi insanlardan oluşan parçalarına vakit ayıramaz.
"Ekolojik bir arada varoluş, hayaletlerle, yabancılarla ve hortlaklarla bir arada varoluştur; gerçekliğe rağmen değil, tam da gerçeklik yüzünden" (250).
Yine de antroposen çağında şimdiye kadar olan şey, insanların gezegen ölçeğinde en teknik ustalıklarını tam da sergiledikleri bir zamanda, gösteriyi yönetenin kendileri olmadığını yavaş yavaş fark etmeleriydi. İnsanlar, anlamın orkestra şefleri değildir; gerçek olanın piyanistleri değildir: Belirtilen farklılıklarına rağmen hem postyapısalcılığın hem de spekülatif realist düşüncenin paylaştığı bir gerçektir.
Kapitalizmin gerçek dehşeti budur: beni bir objeye değil ama bir insan parodisine çevirir, Descartes ve Aristoteles’teki gibi ruhu olan insanmerkezci bir makineye; üstelik o ruh benim değildir.