Tom Burns

Tom BurnsPsikiyatri yazarı
Yazar
9.3/10
3 Kişi
11
Okunma
1
Beğeni
253
Görüntülenme

Tom Burns Sözleri ve Alıntıları

Tom Burns sözleri ve alıntılarını, Tom Burns kitap alıntılarını, Tom Burns en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hastalıklar üzerine yaygın görüşümüz genel­ likle bulaşıcı hastalıklar ya da cerrahi travmalar -ya bulaşıcı hastalığın vardır ya da yoktur; bacağın kırılmıştır ya da kırıl­ mamışhr- örnekleri üzerine temellenir. Muğlaklık ya da uz­ laşma ya da oydaşma gereksinimi yoktur. Bununla beraber çok az sayıda hastalık bu kadar doğrudandır. Hatta bulaşıcı hastalık örneği bile bu kadar basit değildir -zatürreye neden olan aynı bakteriyi tamamen sağlıklı olan birçok insanda da bulabilirsiniz. Teşhis sadece bakterileri bularak değil ama ateş ve öksürüğün yanı sıra onları bularak konur. Nesnel, güvenilir veri bile daima sorunu çözmez. "Patolojik" oldu­ ğu düşünülen, hastalıklar ve eldeki tedaviler hakkındaki de­ ğişen bilgiye bağlı olarak değişecektir. Gelişmiş tedavilerin, depresyonun eşiğini alçaltmamıza izin vermesine benzer bir biçimde, diyabet ve yüksek tansiyon kadar görünüşte somut ve ölçülebilir olan düzensizliklerin teşhisi de sürekli olarak yeniden tanımlanmaktadır
“Belki de en iyisi bazı deneyimleri basitçe geride bırakmak ve unutmaktır.”
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
Depresyon genellikle derin bir mutsuzluk algısı, gelecek umudunun kaybı olarak deneyimlenir ve bunlara çoğu za­ man benlik-şüphesi ve öz-eleştiri eşlik eder. Gerilim ve kaygı oldukça yaygındır, uyku rahatsızdır ve hasta kilo kaybeder ve düzgün bir biçimde odaklanamadığını ya da nesneler­ le devam edemediğini fark eder. Ağlamaklı olma ve intihar düşüncesi yaygındır ve ağrılar, acılar ve sağlık konulan sık sık endişelendirir. Daha ağır vakalarda hasta üzgün olmak­ tan çok "hiçbir şey hissetmediğini" (soğuk ve boş olmak, herhangi bir şeyden tat alamamak) bildirir. Hastalar, ken­ di kendilerini tedavi etmek için, neredeyse her zaman işleri daha da kötüleştiren, alkol ya da uyuşturucu da kullanabilir. Depresyon, normal üzüntü dönemlerimizden, bir rahatlama olmaksızın sürüp gitmesiyle farklılaşır; ağırlık kaybı ve kötü uyku onu süreklileştirir
Psikiyatrik teşhisler birinin bir şeyleri neden yaptığı hakkında bir yargıda bulunmaya dayanır; bunlar "nesnel" değildir. Hastanın zihin durumu üzerine temellenen teşhisler, teşhis için hiçbir somut kanıt içermez -kan testleri ya da röntgen filmleri yoktur. Söylenenlerin yazılı bir listesi ya da davranışların ayrıntılı bir betimlemesi (örneğin depresyon için teşhissel kriterler) sadece sürecin bir parçasıdır.
Psikanaliz, ondokuzuncu yüzyılın sonuna doğru Viyana'da, Sigmund Freud tarafından geliştirilen nörotik düzensizlik­ lerin tedavi yöntemidir. Psikanalizde hasta rahatlamaya ve aklına gelen ilk şeyi ("serbest çağrışım") söylemeye, rüya­ larına ve düşüncelerinin ussal olmayan görünümlerine dik­ kat etmeye teşvik edilir. Freud, hastalarının, onlar için kabul edilemez olan bilinçsiz (bastırılmış) düşüncelerini ve duygu­ larını saklamaya çalıştıkları için acı çektiklerine ve bunu ya­ parak da nörotik belirtilere neden olduklarına ikna olmuştu. Analist ne söylendiğini dikkatle dinler ve zaman içinde, bu "çahşmalar" ın örüntülerini ve ipuçlarını ortaya çıkarmaya başlar. Bu kavrayışları paylaşarak hastaların bunlarla yüzleş­ mesine ve bunları çözmesine yardım eder. Psikanaliz, gele­ neksel olarak, yıllar boyunca, günde bir saat ve haftada beş güne kadar, gelip giden hastalarıyla yoğun ve çok uzundur. Psikanaliz, kanepeye uzanmış hastasının arkasında oturan, sakallı psikiyatrist karikatür imgesinin kaynağıdır
Reklam
Diğer insanların şeyleri nasıl dene­yimlediği ve ne hissettiklerini bir araya getirme becerisi nihai olarak insani bir yetenektir.
İlk başlarda oldukça küçük olan kurumların her biri Avrupa'da birkaç yüz, ABD'de birkaç bin hastayı barındıra­ cak şekilde hızla büyüdü. ABD'deki inşa programı biraz geç başladıysa da daha uzun süre devam etti. 1903 ve 1933 ara­ sında ABD' deki akıl hastanelerindeki hasta sayısı 143.000'den 366.000'e çıkarak iki katından daha çok arttı. Bunların birço­ ğu lOOO'den daha fazla yatağı olan kurumlardaydı ve ABD akıl hastaneleri yayılmaya devam etti. En büyüğü, l 9501ere doğru 10.000'den fazla hastayı barındıran, Milledgeville'deki Georgia Devlet Sanatoryumu'ydu.
#psikoloji
Normal insanlar yeterince iyi tanımadıklarınızdır.
Sayfa 13 - NikaKitabı okudu
“Hatırlamak için ne kadar çok çaba harcanırsa hatırlamak o kadar güçleşir.”
Reklam
“Normal olan insanlar yeterince iyi tanımadıklarınızdır.”
ABD' deki ilk deliler koğuşu Boston Almshouse'da, 1729'da kurulmuştu ve ilk ABD Psikiyatrik Hastanesi de Virginia Eyaleti'nin Williamsburg Kenti'nde, 1773'te kurulmuştu
Mücadele ettiğimiz ve içerdiğimiz depresyonun önümüzde sergilendiğini ya da tutukluklarımızı serbest bırakmayı ya da ortalığa dökmeyi gizli gizli istediğimiz ya da bundan kork­tuğumuz sırada, bireylerin denetimlerini yitirdiklerini görü­rüz.
Halüsinasyonlar 'uyaranlar olmaksızın duyusal dene­yimlerdir. Uzak ara en yaygın olanları sesli halüsinasyonlar­dır -hastayla ya da onlar hakkında konuşan sesler duymak. Bir şeyler görmek (her ne kadar sesli halüsinasyonlar kadar nadiren eksiksiz ve inatçı olsa da) nadir değildir ve birçok hasta bedenlerinde meydana gelen tuhaf, fiziksel duyumlara sahiptir. Halüsinasyonlar basitçe düşüncelerimizi kafamızın içindeki sesler olarak imgelemek -birçoğumuz bunu yapar­ değildir. Bunlar, engin günışığının altında tamamen uyanık­ ken, dışsal bir olayın tüm gücüyle deneyimlenir; Bunların "sanki" niteliği yoktur ve hasta bunların tamamen gerçek olduğuna inanır. Sanrılar "hastanın kültürüyle tutarsız olan sıkı, sabit fikirler" dir. Bir şeyin sanrı olduğuna karar vermek, bir halü­ sinasyonu tanımlamakta için gerekenden daha fazla bağlamı anlamayı gerektirir. Sanrılar hakkında çarpıcı olan, sahiple­ nilmelerindeki yoğunluk ve aksine ussal önermelere ya da kanıtlara karşı dayanıklılıklarıdır. Hastanın onların ne doğ­ ruluğu ne de önemleri konusunda bir şüphesi vardır
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.