Torgny Lindgren
Yazar
Doğum: 16 Haziran 1938 (76 yaşında), Norsjö, İsveç
Eşi: Stina Lindgren
Ebeveynleri: Andreas Lindgren, Helga Björk
Çocukları: Ylva Lindgren, Torgils Lindgren, Aina Lindgren
Adaylıklar: İskandinav Kurulu Edebiyat Ödülü
İkisi için de sanki imkansız bir şey yoktu. Tez canlıydılar. Yapılacak bir şeyi yapmadan önce, öylece durup düşünmeleri gerekmezdi. Bedenleriyle ruhları, tek ve aynıydı. Oysa kendi hesabıma, bedenimin ruhuma asla yetişemediği inancındayımdır.
Yılanın Yolu, Torgny Lindgren'in en çok ödül alan eserlerinden birisiymiş. Bu küçük kitap bir çırpıda bitiyor evet, ancak kitabın arka ve iç kapaklarında yazdığı gibi, belki de bu kitap bir başyapıt; çünkü bu kadar iyi bir çevirinin dilimizde böylesi bir edebiyat tadı bırakması raslantı olamaz. Edebiyat dünyasında Lindgrence anlatım üslûbu diye
Direk konuya girecegim lafı dolandırmadan. Kisa bir sürede okunan bu kitabın etkisi büyük. Bütün kitap Tanrı ile konuşma tarzinda geçiyor. Hikayenin çoğu yerinde gerildim ve karamsar havasından bunaldığımı hissettim.
Insanın ödediği bedeli, iyilik kötülük kavramlarını hikaye boyunca hem bir kaderi kabulleniş şeklinde hem de her an isyana dönebileceğini hissettiren ama bir türlü okuyucunun ( bu durumda bu ben oluyorum) beklediği isyanı göremeyen bir sorgulayış ile hatirlatiyor.
Özetle okunmasını tavsiye ediyorum.
Sevgiler.
Sahaflardan arayıp bulduğum bu kitabı uzun zamandır okumayı istiyordum. Hakkında övgüler duyduğum yazar, diyaloglarını özgün biçimde kurmasıyla edebiyat dünyasına " Lindgrence anlatım " diye tanımlanan yeni bir kavram getirmiş. Kara mizahla birlikte yerel sözcüklere yer veren yazarın tarzını da öyküyü de çok beğendim. Ancak insanı üzen, bunaltan bir öykü bu. Kendi halinde yaşayan, inançlı bir köylü ailesinin başına gelenler okuyucuya pes dedirtiyor. Anlatıcı da bu ailenin üyelerinden Jani ve Tanrı'ya olan biteni anlatarak yol göstermesini, olaylara müdahale etmesini istiyor. Susan ve sessiz kalan Tanrı'sı sonunda harekete geçse de her şey için geç kalmış oluyor. Köyde yaşayan küçük topluluğun her şeyden haberi olmasına rağmen bu aileye yardımcı olmamaları, olayları tevekkülle kabul edişleri beni çok kızdırdı.