Romantik alt kurgularla genç yetişkinlere yönelik romanlar yazan, Tricia, çocukluğunu geçirdiği Oregon'da büyüdü. Halen köpeği Rosy ile birlikte Utah'ta yaşıyor ve burada tam zamanlı yazarlığa devam ediyor. Tricia, yazmadığı veya okumadığı zamanlarda yapbozları bir araya getirmeyi, Xbox'ında Overwatch ve Sea of Thieves oynamayı seviyor.
Uzun zamandır fantastik bi şeyler okumamıştım, yarım kalan ve devam edemediğim çok serim var ve açıkçası hiç biri de içine çekmiyor. Bu seriye kızlarla niyet etmiştik, iyi ki okuduk dediklerimize girdi ve bu yüzden çok mutluyum. Evreni, karakterleri ister istemez sizi kendi içine çekiyor. Başlarda hiç sıkılmadım hem bölümler merak uyandırıcı bitti hem de sıkılacağım hiç bir şey yoktu. Kitap zaten Alosa isimli korsan kralın kızının ve mürettebatının bir gemiye “kaçırılmış” süsü vererek sızmasıyla başlıyor, bu kızın göreviyse haritanın bir parçasını bu gemiden bulup çalmak, her gelişme her karakter her konuşma sizi biraz daha kitabın içine sürüklüyor. Kitap baya güzel ilerledi 200 e falan kadar sonrasındaysa bi gelişme oluyor spoiler olmasın oradan sonra ben biraz koptum bunun sebebi bazı sahnelerin biraz üstünkörü mü demeliyim o biçimde yazılmış olmasıydı anlayamadığım ve geçtiğim yerler oldu. Bunun haricinde kitabın son bölümünde kitabın başını resmen tekrardan okuduk, o bölüm çok canımı sıktı onun yerine daha riden ile alosa için bi bonus bölüm falan yazılabilirdi sanki. Çünkü Riden karakterini de Alosa karakterini de çok sevdim ikiliyi okumayı isterdim daha çok. İkinci kitaba artık. Tavsiye ederim.
“Bu hayatta olmasa da başka bir hayatta görüşürüz.”
Selam, korsan kralın kızı serisinin ikinci kitabı olan Siren Kraliçesinin Kızı ile geldim, okudum bitti dediğim, kitabı kısaca özetlemek gerekirse “hayal kırıklığı”ndan öteye gidemeyeceğim bi kitap… İlk kitabı gerçekten çok sevmiştim. Her açıdan inanılmazdı. Karakterler sizi çekiyordu, kurgu sizi çekiyordu. Heyecan doruktaydı, kitabın genelinden sıkılmıyordunuz. Fakat ikinci kitap büyük bir hüsrana uğrattı. Yılın ilk hayal kırıklığı, nazar boncuğun olsun diyorum ama bi seriye böyle veda etmek istemezdim açıkçası. Bu kitapta bolca sıkıldım, bazı yerlerde sırf okumak için okudum. Ana karakterler resmen bu kitapta insanı sinir etmek için ant içmiş. Alosa’nın gereksiz ön plana çıkma, erkeklerden üstünlüğünü kanıtlama çabalamaları. Vallahi sıktı. İkinci kitapta Riden ile Alosa için doğru düzgün bi ilişki göremediğimiz için yakınmıştım, yine yakınıyorum. Bu kitapta bolca ikili sizi delirtecek. Yeter be, diyeceksiniz. Alosa Riden’a yaklaşıyor, Riden mızıkçılık yapıyor, Riden tamam diyor, Alosa bir garip davranıyor tamam sonunda güzel bitiyor ama oraya gelene kadar ömrüm bitti benim. İlk kitapta bayıldığım Riden bile canımı sıktı bu kitapta. Seri ikinci kitabı olduğu için sevenleri için mecbur okunacak ama beklentinizi düşürmenizi tavsiye ederim. Eğer ilk kitabı da pek de beğenmediyseniz hiç uğraşmayın, boşverin gerek yok… İyi okumalar.
Güçlü kadın karakteri seviyorsanız bu kitabı da kesinlikle seveceksiniz. Çünkü kızımız cidden güçlü hareketleriyle olsun duygularıyla olsun.
Alosa denizde gemisine baskın yaparlar ve korsan kralın kızı olduğu için onu kaçırırlar. Korsan kralı devirmek ve peşlerinde oldukları şeyi almak için kaçırmışlardır ama bilmedikleri şeyse kızımız bilerek kendini yakalatmıştır ve bunları babasıyla planlamış, babasından eğitim görmüştür. Bu süreçte neler olacak bakalım.
Bir de kitapta hoş çoğu kitapta baş karakterlerin çekişmeleri aşırı hoşuma gidiyor hele bir de kızlar tam laf söyleyip sustudukları zaman daha da çok hoşuma gidiyor. Serideki çoğu karakteri sevdim ama Riden'e karşı ne hissetmem gerektiğini kestiremiyorum. Abisi sorunlu biri korsan olduğu içinde olabilir bilmiyorum ama abisini düzeltebileceğine inanması biraz boş çaba gibi. Ama bu yanlış tahminde olabilir sonucu ikinci kitapta anlarız. Ama her kitabın bir kötüye ihtiyacı vardır.
İkinci kitabı okumak için aşırı sabırsızlanıyorum. Okuyacak olanlara şimdiden iyi okumalar.