Trinh Xuan Thuan

Evrenin Yazgısı yazarı
Yazar
8.0/10
16 Kişi
50
Okunma
1
Beğeni
2.307
Görüntülenme

Trinh Xuan Thuan - En Beğenilen Kitapları

Trinh Xuan Thuan yazarının 1000Kitap okurları tarafından en beğenilen kitapları
“Fizik yasaları zamanın gelecekteki yönüyle geçmişteki yönü arasında ayrım gözetmez. Bununla birlikte geçmişi gelecekten kesinlikle ayıran en azından üç zaman oku vardır. Bunlar, düzensizliği artıran zamanın doğrultusu olan termodinamik oklar; bize geleceği değil de geçmişi anımsatan doğrultudaki psikolojik oklar; büzülmek yerine genişleme doğrultusundaki Evren'in zamanı olan kozmolojik oklar.” Stephen Hawking
İlke olarak her cisim kara deliğe dönüşebilir. Bunun gerçekleşmesi için, onu belirli bir boyutun altına inecek kadar sıkıştırmak, böylelikle çekim kuvvetinin ışığı dışarı bırakmayacak ölçüde güçlenmesini sağlamak yeterlidir. Dev gibi iki el sizi 10 üzeri -23 santimetreye getirecek kadar sıkıştırsaydı, ki bu atomun bir milyon milyar katı küçüklükte bir hacimdir, siz bile bir kara delik haline gelebilirdiniz. Dünya bir bilye haline gelecek kadar sıkıştırılsaydı kara deliğe dönüşürdü. Buna karşılık kara deliklere ender olarak rastlanır, çünkü cisimleri sıkıştırmak çok güçtür. Atomlarla molekülleri birbirine bağlayan ve bunları kristal ağ olarak düzenleyen elektromanyetik kuvvet, çok aşırı bir sıkıştırmaya var gücüyle karşı koyar. Kara deliklerin ortaya çıkabilmesi için bir yıldızın beş tane Güneş’in kütlesi kadar bir kütleye sahip olması gerekir. O durumda ışık artık dışarı kaçamaz.
Reklam
Güneş Sisteminin Doğuşu
Evren genişlemesini sürdürdü ve yoğunluğu azalmaya, soğumaya devam etti. Süper yığınlardan, yığınlardan ve galaksi kümelerinden oluşan kozmik tuval dokuması ortaya çıktı. Yıldızlar yaşam ve ölüm çevrimlerini sürdürdü; böylece birçok kuşak gelip geçti, buysa yıldızlararası ortamı ağır elementlerden oluşan galaksiler bakımından zenginleştirdi. Evren'de yer alan yüzlerce milyar galaksiden birinin adı Samanyolu'dur. Evren'in kaybolmuş küçük bir köşesinde, merkezden kenara kadar olan yarıçap mesafesinin biraz daha dışa yakın bir yerinde, yıldızlararası bir bulut çöktü; merkezindeki sıcaklık 10.000.000 dereceyi buldu ve hidrojenin çekirdeksel yanmasını başlattı. Gaz bulutu alev aldı ve yıldıza dönüştü. Günes doğmuştu. Büzülme sırasında toz zerrecikleri gaz bulutundan dışarı doğru saçılarak bugün Satürn'ün çevresinde hala gördüğümüz halkalara benzer güzel halkalar oluşturdu. Bu halkaların içinde daha kütleli olan bazı tozlar, daha büyük çekim kuvvetine sahip olmanın verdiği avantajla ötekileri kendine çekmeye başladı. Kütleleri ve çekim kuvvetleri büyüdü, kendine çekme ritimleri hızlandı ve kısa süre içinde halkaların içerdiği maddelerin bütününe yakını, çekim kuvveti yüzünden küreselleşen dokuz cismin içinde toplandı: Gezegenler doğmuştu. Her gezegenin çevresinde (Merkür ve Venüs dışında) bir dizi küçük yoğunlaşmalar, yani Ay'lar oluştu. Dünya kendi Ay'ına sahiptir, oysa Jupiter'in ve Satürn'ün çevresinde onlarca uydu vardır. Güneş sistemi doğmuştu.
Kütlesi Güneş'inkinin beş katı olan bir yıldızın başına ne gelir? Yakıtı bittiğinde sahip olduğu büyük kütle onu o kadar küçük bir hacme düşürür ki ortaya çıkan çekim kuvvetinin alanı son derece büyük hale gelir. Çekim kuvveti uzayı kendi üzerine katlar ve ışığın dışarı yayılmasını önler. Yıldız bir kara delik haline gelmiştir. Işık kara delikten dışarı çıkamadığı gibi, o deliğe düşen her türlü madde de içeride kalmaya mahkum olur. Yolculuk tek yönlüdür.
Galileo 1632 yılında, “Dünya ile İlgili İki Temel Sistem Hakkında Diyalog” başlıklı ünlü kitabında Evren’in Güneş merkezli olduğunu yüksek sesle ve güçlü biçimde ileri sürdü. Kilise için bu kadarı fazlaydı; onu 1642 yılında ölünceye kadar evinde gözaltında tuttu, kitabını da kara listeye aldı. Din ile bilim arasındaki boşanma gerçekleşmişti.
Evrenin hacminin onda dokuzu yalnızca boşluktan oluşmaktadır..
Reklam
66 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.