....İnsan ne kadar güzelmiş otuzuna gelmeden önce ne kadar saf duygularla severlermiş. Ama otuzdan sonra olgunlaşır. Dostunu düşmanını iyi tanır. Duyguları netleşir. Daha kararlı daha dik durmaya başlar. Bu kitapta da kısa kısa bunlara değinilmiş
Dostluk, kadın erkek ilişkileri..
...Ama şu bir gerçek ki kadın için de erkek için de en önemli SEVGİ VE İLGİ...
....Gökkuşağı gibiydi kadın heybesinde rengârenk umutlarıyla her renk bir şeyin temsilcisiydi :
...Kırmızının kaderiydi mesela, aşkın rengiydi.
...Siyah mecburdu matemi yansıtmaya
...Beyazın boynunun borcuydu saflık
...Mavi mi? Özgürlüktü, kimine göre ise sonsuzluk.
...Pembe , pamuk şekerden hayallerdi
... Sarı sıcaktı, buğday başağıydı Anadolu tarlasında.
...Mor , mesela buram buram menekşe kokusuydu baharda camın önünde açan.
.....Hepsini birden taşıyordu kadın yüreğinde fakat "Ne mi oldu sonunda ?"
...Varlığından mutluluk duyduğu herkes bir parça aldı renginden
Şu an gri , yağmur yüklü bir bulut misali...
...Kitabın son sözümlede bitirmek istiyorum.
Bu kitabın her sayfasında, her satırında her kelimesinde hayat var; hayattan izler var ,yani sizler varsınız; ben varım , yaşadıklarım var ; yaşananlar var , yaşayamadıklarım var.
Gerçekten de öyle çoğu satırda çoğu sayfada kendimden hatta etrafımdaki insanlardan bir parça buldum....
Kendinize ait hayat izleri bulabileceğiniz bir kitap...Okumanızı öneririm....
...İyi Okumalar...