"Dün Büyücüleri çocuğun büyük hediye ile doğduğunu düşünüyor, savaşı sona erdirecegini hesap ediyordu, fakat çocuk bekledikleri kişi değildi . Tuldur'un kalbini çocuğa verdiler. Çocuk elindeki taşla Fırtına Uçurumlarına koştu . Gökyüzünde toplanan kara ölümü,ateşten kırbacı durdurabilirdi, buna inanıyordu.Taşı gökyüzüne kaldırarak Tuldur a seslendi ama çocuk Toprak Tanrısı'nın kalbini kontrol edemedi . Taş çocuğu hükmüne aldı ve Tuldur'un tüm öfkesini Lamna'nın ışığına yükledi . Lamna'nın ışığı o zamanlar bir Ruud şehri olan Limanağzı'nı yok etti . Oradaki her şeyle birlikte ve tabii Liethleri de."
Yalnızca zaman çıkarır sırrı ortaya!
Ay güneşin önüne durduğunda,
gün ortası gece olduğunda,
üç kere kapıyı vurur Horr,
zamanın yolu açığa çıktığında...
Yalnız Kanyonlulara göre herkes eşitti. Bir kral da bir çobanın karşısında egilmeliydi. Bu yüzden dikkatli konuşmalı ve ev sahibinin hediyesine ne kadar değer verdiğini belli etmeliydi.
Merak ettiklerim:
Yazar acaba bu kitabı yazarken nelerden etkilenmis olabilir?
Kitapta yer alan kisi ve yer isimlerinin kaynağı nedir?
Kitapta Türk kulturunden herhangi bir etkilenme var midir?
“Yalnızca zaman çıkarır sırrı ortaya! / Ay güneşin önüne durduğunda, / gün ortası gece olduğunda, / üç kere kapıya vurur Horr, / zamanın yolu açığa çıktığında…” dizeleriyle gizemli bir biçimde başlıyor, İzmir’de yaşamını sürdüren Tufan Çapar’ın Sadık Uygun Yayınları’ndan yayımlanan son romanı “Toprağın Altındaki Sır”. Çapar imzası taşıyan tüm