854. “Burası özgürlükler ülkesi öyle değil mi?” diye sor. Eğer evet diye yanıtlarlarsa o zaman “E öyleyse, ben yavaştan kaçıyorum, sakın beni durdurmaya kalkışmayın” diyerek oradan sıvış.
826. Tillie the Toiler kitabını yanında getir ve bir köşeye geçip üzerine boşal.
839. Orduya mensup olan herkesin istisnasız; katil, iki yüzlü, gammazlayan, ispiyoncu , aptal, gestapo, ahlak yoksunu kişiler olduklarından bahset.
843. Askerlik formunu boktan damıttığın mürekkeple doldur.
858. Orduyu, donanmayı, deniz kuvvetlerini sikeym diye göğsüne dövme yaptır.
863. Göt deliğinin etrafına müttefikler hoşgeldiniz diye dövme yaptır.
865. Köpek kafası yiyerek gel.
866. İnsan kafası yiyerek gel.
903. Altı bacaklı doğmaya çalış.
kitap bunun gibi örneklerle dolu. Annenle evlen, kardeşinle evlen vs vs daha da var bu örneklerin. Belki yazarın orijinal dilinde çok farklı olarak algılanıp tavsiye edilmiş bir kitap olabilir fakat Türkçe’ye çevrilmesinde bulunan mantığı hiç anlamadım. Bir kez daha düşündüm herkes yazar olamıyor ne yazık ki. Eğer savaş karşıtı bir yazarsan bu şekilde örnekler vermeden de rahatlıkla barışı savunabilirdi. Tavsiye etmem.
Keşke bu kitabı askere gitmeden önce okusaydım.
Yazar gerçekten de tam 1001 yöntem önermiş askerlikten kurtulmak isteyenler için. Hepsi de harika yöntemler ve belli bunların hiçbiri ile yaramayacak. Yani aslında ilk cümlem çok gereksiz idi. Hatta bazılarını denemek bile mümkün değil.
Ama 1001. Maddeyi okumak bile kitabı "iyi ki okumuşum" dedirtecek türden.