Âlim bey, koltuğa oturup yaptıklarını düşündü. İnsanın yönettiği bir düzenden adalet beklenir miydi? İnsanın kendisi adaletsiz bir canlı değil miydi? Tüm kurduğu sistemler yok etmek üzerine kurulu değil miydi? Gezegen üzerinde müthiş bir sevgi vardı da insanlar mı farkında değildi? Ama yine de yaşamaya değerdi. Bir avuç insanın sevgisi bu dünyayı yaşanılır kılıyordu. Sevginin gücü öylesine güçlüydü ki bütün kötülükleri örtmeye yetmese bile en azından görünmesini engelliyordu. İnsanın her tarafı çamurdu ama asıl çamurun görünmesini engelleyen, gören gözlerin artık çamuru görmeye alışmasıydı.