Turgut Akpınar

Türk Tarihinde İslamiyet yazarı
Yazar
Çevirmen
9.3/10
3 Kişi
6
Okunma
3
Beğeni
844
Görüntülenme

Turgut Akpınar Sözleri ve Alıntıları

Turgut Akpınar sözleri ve alıntılarını, Turgut Akpınar kitap alıntılarını, Turgut Akpınar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"... Fakirlik bir fazilet değildir. Aksine Tanrının hidayet ve lütfundan mahrum olmanın bir işaretidir. Çalışmak ve bu yolla zengin olma ise Tanrının af ve mağfiretine nail olmanın en büyük göstergesidir. "Püriten mezhebi de "lş" karşısında Hıristiyanın durumunu aynı şekilde görmektedir. lki mezhebe göre de, her Hıristiyan Tanrının emirlerine harfiyyen riayet ettiği gibi, meslek ve işinin törelerine de riayet etmeli, uymalıdır. insanların, meslek ve işlerinde kendilerini tamamiyle unutarak çalışmaları ve servete ulaşmayı aramaları dini bir vecibedir".
Sayfa 37 - Kalvinizm ile PüritenizmKitabı okudu
Büyük abdestten sonra toprak veya taşla temizlenmenin şartlarını, uzun uzun anlatan bu din bilginlerinin, kolonya gibi bir maddeye pislik demelerindeki hayret verici çağdışı­lığın, insanı isyan ettirecek dereceye varmakta olduğunu bilmem kabul etmeyen var mıdır?
Reklam
lslamiyetin "askeri bir din" oluşu yani devamlı şekilde se­ferleri gerektirmesi (cihad), bunların ise pekçok ganimet getirmesi ile, Türklerin eski "yağma seferleri" arasındaki paralellik ve bunun insanlarda yarattığı sempati duygusu ve savaşlar sayesinde sağlanacak yararların heyecanı ve sevinci, dine karşı duyulan manevi bağlanma ve saygıya eklenmesi gereken bir "çekicilik" unsuru değil midir?
"Türk dilinin gramer kuralları o kadar düzenli, o kadar mükemmeldir ki bu dilin, dil bilginlerinden oluşan bir heyet, bir akademi tarafından şuurlu bir şekilde yapılmış olduğunu zannetmek mümkündür"
Sayfa 137 - Max MüllerKitabı okudu
Katip çelebi
"Bütün bu bid'atler halkın arasında bir töreye ve adete dayanır. Bir bid'at bir halkın arasında yerleşip oturduktan sonra artık Şeriatın beğendiğini buyurup, istemediğini yasaklamak işidir diye, halkı yasaklayıp ondan döndürmek arzusunda olmak büyük ahmaklık ve bilgisizliktir. Halk alışıp adet edindiği işi, eğer sünnet, eğer bid'attir, bırakmaz. Meğer elinde kılıç biri çıkıp da hepsini kılıçtan geçirsin .. Sünnete tam tamına riayet edip uymak istenirse hal müşkildir. Bu aykırılık zamanın ve mekanın başkalığından lazım gelir."
Yağma, yağma nereye kadar..
Büyük Alman tarihçisi Leopold Ranke, Osmanlılarda savaşın, dinin ve devletin ana amacı olduğunu vurgular (...) iktisatçı Gustav Ruhland'ın ısrarla üzerinde durduğu husus, ganimet gelirinin ekonominin gelişmesinde, milletin refahında, esaslı, olumlu bir rol oynayamayacağıdır. Çünkü ekonomi, produktif, üretici (mal ve hizmet) faaliyetler sayesinde gelişir: ziraatte gittikçe daha iyi, ıslah edilmiş metodlarla, üretimin artırılması, denizcilik, nakliyecilik gibi hizmetlerin yaygınlaştırılması, sanayi ve zanaat ala­nında çok üretim ve bunların dışarıya satımı gibi. Halbuki ganimet mallarının belirli bir sınıf içinde, paylaşılıp ye­nilmesi, gelip geçici, arızi bir ferahlık sağlasa da bu, bir ülkenin tümüyle ekonomik refahını ve gelişimini sağlayan bir yol değildir. Ruhland'ın deyimiyle ganimetler "Soygun Geliri" idi. Bu yüzden de ekonomi açısından makbul, kendisine bel bağlanabilecek bir gelir çeşidi değildi.
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.