Turgut Akpınar

Turgut AkpınarTürk Tarihinde İslamiyet yazarı
Yazar
Çevirmen
9.3/10
3 Kişi
5
Okunma
2
Beğeni
702
Görüntülenme

Hakkında

14 Ocak 1928 tarihinde Samsun’da doğdu. Babası Amasya Gökmedrese mahallesinden İdris Naci Bey, annesi Naciye Hanım’dır. İlk ve orta öğrenimini Samsun’da gördü. Ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okudu (1948-1952). Askerlik görevini Erzurum’da yaptı. Hâkimlik stajını İstanbul’da tamamladıktan sonra Beytüşşebap’a tayin edildiyse de istifa ederek gitmedi. Müfettişlik sınavını kazanıp Türkiye İş Bankası’na geçti. 1958’de banka tarafından doktora yapmak üzere Almanya’ya gönderildi. Münih Üniversitesi’nde Die Bankenaufsicht in der Bundesrepublik Deutschland und in der Türkei adlı teziyle 1962’de doktor unvanı aldı. Dresdner Bank Münih ve Hamburg merkezlerinde dış ilişkiler ve hukuk bölümünde staj yaptı. Yurda dönüşünde Türkiye İş Bankası Genel Müdürlüğü’nde çeşitli görevlerde bulundu. İstanbul bölge hukuk müşavirliği görevinde iken kendi isteğiyle 1980’de emekliye ayrıldı. Böylece özellikle genel ve Türk kültür tarihiyle ilgili araştırmalara daha çok vakit ayırma imkânı buldu. 7 Aralık 2011’de öldü. Sağlığında Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi Kütüphanesi’ne 300 civarında kitap bağışlayan Akpınar’ın zengin kütüphanesi İSAM (3500 kitap) ve 29 Mayıs Üniversitesi (4800 kitap) tarafından satın alınmıştır. Turgut Akpınar yazı hayatına, 1950’de Cumhuriyet gazetesinin açtığı yarışmada “Yeşil Amasya’nın Kara Kaderi” isimli yazısıyla ödül kazanarak girdi. 1967’de Milliyet gazetesinin açtığı “Dinin Türk Tarihindeki Etkileri” adlı yarışmada Dr. Tuğrul Pınar takma adıyla yazdığı makaleyle ikincilik ödülü kazandı. Banka hukuku üzerine yayımladığı üç kitap dışında Akpınar’ın, İstanbul Üniversitesi tarafından 1981-1988 yıllarında düzenlenen Türkoloji kongrelerine aralarında “Eski Türkler’in Dini: Tek Tanrı İnancı mıydı?” (1981), “Türkler ve Domuz: Türkler’in İslamiyeti Kabullerinden Önce de Domuz Beslemedikleri ve Yemedikleri Hakkında Araştırma” (1982), “Fâtih’in Kanunnâmelerinin Mevsukiyetinden Şüpheler ve Bunlar Üzerinde Düşünceler” (1985) gibi başlıklarda sunulan sekiz tebliği, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi’nde on dokuz maddesi, çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış araştırma yazıları bulunmaktadır. Eserleri. 1. Bankalar ve Devlet: Bankalar Kanunu Üzerinde Sistematik ve Karşılaştırmalı Açıklamalar (Ankara 1966). 2. Türk Tarihinde İslâmiyet (İstanbul 1993). Eserde Türkler’in İslâmiyet’i kabulüyle başlayan değişimin ekonomi, hukuk, bilim, felsefe, edebiyat ve güzel sanatlar alanında ortaya çıkardığı yeni görünümler incelenmiştir. 3. Türkler’in Din ve Hukuk Tarihi (İstanbul 1999). Türkler’in dinî inanç ve âdetleriyle Osmanlı hukuku üzerine yazılmış makalelerinden oluşmaktadır. 4. Türk Kültür Tarihinden Esintiler (İstanbul 2003). Batılı tarihçilerle Türk tarihçilerinin Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait yazılarını, yörüklerin yaşayışını ve Çepniler’in dil özelliklerini konu edinmiştir. 5. İstanbul Üniversitesinde 50 Yıl Öncesi Bazı Büyük Hocalarımız ve Kültürümüze Katkısı Olmuş Yabancı Bilginler (İstanbul 2004). Eserde bu âlimlerin hayatından bazı kesitler yer almaktadır. Turgut Akpınar’ın bunların dışında Batı Almanya Kredi İşleri Kanunu (Ankara 1971), Türkler ve Tatarlar Arasında, 1394-1427 (H. J. Schiltberger’den, İstanbul 1995) ve Türkler’in Elinde Bir Alman Tacir (H. U. Kraft’tan, İstanbul 1996) adlı çevirileri de vardır.
Unvan:
Araştırmacı, Yazar
Doğum:
Samsun, 14 Ocak 1928
Ölüm:
7 Aralık 2011

Okurlar

2 okur beğendi.
5 okur okudu.
1 okur okuyor.
11 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bazılarının sandığı gibi, lslamiyetin kabulü, onun üstün ve mükemmel bir din olması nedeniyle Türklerce toptan ve kendi istekleriyle Müslümanlığa geçmeleri şeklinde olmamıştır.
Reklam
Türkler monoteist değil
Gök Tanrı, eski Türklerde "Tengriler Panteonunda"ki Tanrılardan sadece birisi belki en önemlisi idi o kadar.
"Akledin" ayetlerini bu çerçevede degerlendirmek gerekir
"...Buna mukabil fıkıhta mesela bir kuyunun içine pis bir hayvan düşünce kaç kova su çıkarmakla (kuyunun) temizlenmiş olacağı, suların hangi hayvanların hangi ifrazatı (salgıları) ile pisleneceği, nelerin yenip yenmeyeceği, nelerin giyilip giyilmeyeceği... kenarı ipekle kıvrılmış cübbe, bir çubuğu yün, bir çubuğu ipek kumaştan elbise, kırmızı sarı veya siyah esvap (giysi) giymek, gümüş üzerine oturmak, burun silmek için mendil kullanmak, hatırlamak için parmağa iplik bağlamak, mühür kullanmak helal mıdır, haram mıdır, mekruh mudur? gibi hayatın ayrıntılı işlerine kadar müdahale edilerek hepsi dini esaslara bağlanmış ve fıkhın içine alın­mıştır."
Sayfa 39 - FıkıhKitabı okudu
Ramazan ayında hayatin nasıl adeta yarı felç olduğu, çalışma hayatının rölantiye girdiği daha doğrusu yavaş çekilmiş bir film haline geldiğini inkar edemeyiz. Uykusuzluk, ertesi günü işine geç gitme, hevessiz, isteksiz, soluk benizlerle çalışma, her şeyi Bayramdan sonraya bırakma vb. belki bizim gözümüze az çarpan fakat yabancılarca çok yadırganan ve şark gevşekliğine yenilerini ekleyen bir durumdur.
Sayfa 118Kitabı okudu
Ortaasya'da Araplarca hakimiyet altına alınmış ve İslamiyeti kabul etmiş görünen bir bölgede, evden eve dolaşarak ahaliyi namaza çağıran bir İmamın çoğu yerde taşa tutulduğundan bahsedilmektedir. Bu tipik olay bize, İslamiyetin bazı hallerde nasıl baskı sonucu, kerhen kabul edildiğini ayan beyan göstermektedir.
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok
Resim