1981 yılında Giresun’da dünyaya geldi. 2005 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. 2011 yılında “Ebûbekir Zekeriyâ Râzî’nin Metafiziği” adlı teziyle Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı İslam Felsefesi Bilim Dalı’nda yüksek lisansını; 2017 yılında ise aynı Enstitünün Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı’nda “Fahreddîn er-Râzî’nin el-Mantıku’l-Kebîr’inin Tahkik ve İncelemesi” adlı tezle Mantık alanında doktora eğitimini tamamlamıştır. 2004 yılından itibaren çeşitli kamu kuruluşlarında çalıştıktan sonra 2011 yılında Erzincan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Mantık Anabilim Dalı’na Araştırma görevlisi olarak atanmış olup halen aynı fakültede Dr. Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır.
Evli ve dört çocuk babasıdır.
‘Buradaki ilk ilkeler, aslında ilk bilgilerimizdirler. Fakat
bu ilk bilgiler, sonraki bilgilerin elde edilmesinde öncül ol-dukları için sonraki bilgilere göre ilk ilkeler olarak kabul edilirler. Şu halde akıl, bir başlangıç bilgisi olmadan çalışamaz.Çıkarımların doğruluğu da daha öncesindeki bir takım başka öncüllerin zorunlu doğru kabul edilmesine bağlıdır. Fakat akıl, başlangıçtaki gibi kalmaz ve sürekli kendini geliştirir. Böylece yeni elde ettiği bilgileri tekrar öncül ve ilke yaparak daha başka yeni bilgiler yani yeni kavramlar ve yargılar elde eder. Bu durumda aklın, tecrübe ile geliştiğini söyleyebiliriz. Akıl, bir bütündür ve gelişirken sahip olduğu tüm yetenekler gelişir.’
Gerçeklik , bizim bilgimizden bağımsız olarak dış dünyada bulunmaktadır. Bizim bilgimiz ise bizdedir yani dış dünyadan bağımsızdır . Şu halde doğruluk , bizim bilgimizle dış dünyadaki gerçekliğin örtüşmesidir ..
‘İnsanın, kendisi haricindeki tüm varlığa ait davranışı, epistemik bir davranıştır. İnsanın tek ontik davranışı, kendi varlığı ile olan ilişkisidir. Bu durumda diğer tüm varlıklarla ilişkimiz, kendi varlığımız üzerinden temellendirilmektedir.‘
‘Yani özdeş olarak yaratılan insanların bedenlerindeki bir değişiklik nefislerini ve dolayısıyla kabiliyetlerini etkiler. Örneğin gözdeki bir hasar nefsin görme bilgisini etkiler. Eğitim de insanların farklılaşmasına neden olmaktadır. Yani eşit şartlarda doğan ikizler, aldıkları eğitime göre farklı kabiliyet ve ahlakta olabilirler. Son olarak insanları farklılaştıran şey, ‘iradeleridir’. !! Örneğin Kabil ve Habil, ikiz olmasalar da aynı fizyolojik özellikleri taşırlar ve aynı anne babadan dünyaya gelmişlerdir. Aynı çevrede büyüyüp aynı eğitimi almışlardır. Fakat ikisinin de karakterleri farklıdır.’
Mesafeyi kaldırmak...
Baba olmak, evlat olmak, hoca olmak, öğrenci olmak veya eş olmak; arada mesafe veya hak- hukukun-ölçünün olmamasına sebep olamaz.
Aşırı mesafe koymak...
Diğer taraftan gereğinden fazla resmiyet ve mesafe de insan ilişkilerinin kopmasına ve güvenin kaybolmasına sebep olacaktır.
Gereğinden fazla değer vermek...
İnsanlar ne ise o kadar değer vermek, hikmetin icabıdır. Bu, kimseyi küçük görmek ya da insanların ayıplarını ifşa etmek anlamına gelmez. Aksine onları fazla övmemek, kusurlarını düzeltmeye çalışmak anlamına gelir. Bu yüzden Efendimiz (S.A.V.); "İnsanları yüzlerine karşı övmeyin; yoldan çıkmalarına sebep olursunuz" buyurmuşlardır
Eskiden bülbül gelip anlatırdı derdini,
Şimdi güller mi döker oldular kederini?
Söyler misin bu derdi ne ara biriktirdin?
Güller senin olsunlar, ver bülbüle kederin.
Bencil ve umursamaz olmak
Kendinden ve gerçeklerden kaçmak
Düşünmemek ve takılmamak
İlkesiz ve ölçüsüz olmak
Kendisi olmak ve kendini tanımak
Hayalleri ve ümitleri olmak
Asıl ve geçici olan şeyleri ayırmak
Elindekilerin kıymetini bilmek
Öncelikle kitap, okur bir arkadaşimızin ilgisini çekmiş ve inceleme rica etti..
Biz aslında bebekliğimizden itibaren sürekli öğrenmeye, öğrendiklerimizi de gerçeklik ile ilişkilendirmeye programlanmişız. Aslında kitaptaki tüm herşeyi hepimiz biliyoruz sadece bu bildiklerimizin farkında değiliz.. ben de ilk defa bildiklerimi okumuş oldum. Kitap çok güzel şemalar ile örneklendirmeler ile bol bol desteklendirilmiş. Çok az sayısal verileri de içeriyor. Kitap bazı şeyleri keşfetmeye ve yine bazı şeyleri sistematik olarak ortaya koyuyor. Ayrıca birçok yeni göreceğiniz ve anlamını merak edeceğiniz kelimeler var.. Ben okurken keyif aldım bazı şeylerin farkındalığı için hepimizin okuması gereken bir kitap kaçırmayın derim. Kitabı tavsiye ediyor muyum? Elbette..
Hatta temin ederim ki bu kitaptan sonra herşeyi daha derin düşünmeye ve daha anlamlı bakmaya başlayacaksınız. Kitapta en beğendiğim şey ise örnekleri sadece bilimsel değil bunun yanı sıra bir de İslami ilimlerle örneklendirilmiş olmasiydı.
Herkese keyifli okumalar dilerim
İslam tarihin ilk ateisti ve açıkça ateist olduğunu ilan ve devrin Halife’leri onu kendi ilim meclislerine çağırıp gende onu farklı ilim erbapları tartışılıp onun tibi ilimlerinden istifade edip bu dehasal doktora saygı duyarlardı.
Ebubekir Zekeriya er- Razi ilk kimya deneyisi yapan ve karanlık odayı keşfedip fotoğraf çekim bulan adamdır,
Kitap yazmak bu olmamalı !
Kitap yazmak emek ister
Hazıra konmakla kitap yazılmamalı bence
Kitap sizden çıkmalı , sizden bir parça olmalı
Bu kitap bana göre baştan sona tamamen “Alıntı Diyarı “
Yazara ait olan bölüm en fazla kitabın yüzde 10’unu oluştuyor .
Geri kalan tamamen ALINTI
Yazar bence çok tekrara da düşmüş .
Bazı yerlerde yazarın kendisiyle çeliştiği de mevcut . Ama bana göre kitabın en büyük sorunu kesinlikle kitabın kendisi ..
Hatta ortada bir kitap bile yok , baştan sona ALINTI..
Başta dediğim gibi kitap yazmak bu olmamalı !
Öyle olursa herkes kitap yazar ( Gerçi şuan durum ne yazık ki öyle )
Kitabın bana tek katkısı ALINTI ‘ ları yapılmış kitapları alışveriş sepetime eklemek oldu :)))