"Kalabalığın içinde bulunmaktan, yan yana durmaktan, müzikten ve içtiği bilmem kaçıncı biradan cesaret alan adam kadına ondan çok hoşlandığını söyledi. Kadın onu gürültüden duymadı."
"Birden kafamda daha önce yaşadığım ama şimdi hatırlamadığım bir olayın hissi canlanıyor. Sonra kafam benden habersiz bu olayın nerede ve ne zaman olduğunu bulmanın peşine takılıyor. Bu sırada midemde yumruk gibi sert bir şey beliriyor ve yukarıya çıkıp göğsüme oturuyor. Aklım ne yapıyorsa o esnada, yaptığı şeyi daha iyi yapmak için bütün hareketlerimi durduruyor. O sırada o hissin hangi olaydan kaynaklandığını bulacak gibi oluyorum ama bulamıyorum."
"Pratik olur diye bu çok cepli omuz çantasını almıştı bir sene önce ama neyi nereye koyduğunu hep unuttuğu için veya aklında tutmaya değer görmediği için fayda yerine tamamen bir karışıklık sunuyordu kendisine."
"Eşyaların kokusu vardır. Bu düşünce bugün geldi aklıma... Yaşandıkça kendi kokularını o yaşadıkları hayata uygun olarak salarlar. Kimisi güzel kokar, kimisi de üstüne yüklenmiş olan ağırlığın kokusunu verir. Eşyanın tabiatı gibi..."
Ayakkabılarının içindeki ıslaklığı hissediyordu otobüsü beklerken. Çoraplar bütün suyu çekmişti. Soğuk ve nemli... Sevmedi. "Of, bir şey olsun ve değişsin artık..."
Cümlesini tamamlayamadan balkabağı da dönüşmüş olarak buldu kendini.