1927 yılında İstanbul’da doğmuş olan Turhan Yörükân, lise öğrenimini Lâtince eğitim veren okullarda tamamladıktan sonra DTCF Felsefe Bölümü’nü bitirirken, Aydın Sayılı’nın yönetiminde faaliyet gösteren İlim Tarihi kürsüsünden mezun olan ilk kişi olmuştur. Aynı fakültede psikoloji ve pedagoji asistanı olarak göreve başlamış; “Kültür ve Kişilik” konusunda hazırladığı doktora tezini H. Ziya Ülken ve Hans Freyer gibi önemli hocaların dahil olduğu beş kişi önünde üstün bir başarıyla vermiştir. Daha sonra İ. Ü. Edebiyat Fakültesi’ne geçmiş; burada sosyoloji, sosyal psikoloji ve araştırma metodolojisi dersleri vermiştir. Gene aynı tarihlerde Yüksek Savunma Akademisi’nde dersler verirken İmar ve İskân Bakanlığı’nda şehirleşme ve şehir politikaları üzerine önemli çalışmalarda bulunmuştur.
Yazarımızın yaptığı çalışmalara, yayımladığı eserlere ve kendisine yapılan bilimsel atıflara ilgi duyanlara, internet sayfalarına baş vurmalarını önermekteyiz. Felsefe, psikoloji, kişilik oluşması, şehirkonut sosyolojisi ve sosyal psikolojisi konularında yayınları bulunan Turhan Yörükân, bütün hayatı boyunca her türlü mitolojiye, özellikle Yunan mitolojisine büyük ilgi duymuş bir kişidir. Yunan Mitolojisinde Aşk ve Yunan Mitolojisinde Doğu-Batı Bütünleşmesi adlı eserleriyle çok yönlü kültürel birikimini sergilerken, çeşitli disiplinlerde ve farklı çalışma alanlarında geçen akademik hayatının birikimini bu yolla kitaplarına da yansıtmış bulunmaktadır.
Görüleceği üzere, Turhan Yörükân’ın Batı kültürünü ve zihniyetini derinden etkilemiş ve ona yön vermiş olan Yunan mitolojisine bu şekilde yetkinlikle eğilmesi; onun trajik, arketipsel kahramanlarının hikâyelerini sade, gösterişsiz ama psikolojik, sosyolojik ve felsefî derinlikleriyle okuyucularına –Batı edebiyatı, plâstik sanatları ve müzik üzerindeki etkileriyle– yansıtmaya çalışması, yıllarca süren titiz ve meraklı bir çabanın yanısıra Erken Cumhuriyet döneminin ruhlarda bıraktığı derin izlerin de bir sonucu olsa gerektir.
Adler'e göre hükmedici tip, sosyal ilgisi ve cesareti olmayan bir tiptir. Tehdit edildiği zaman antisosyal davranışlarda bulunur; üstün olmak için sarf ettiği gayretler çok fazla olduğu için kahramanlık taslar ve başkalarına zarar verir; güçlü ve önemli olduğu duygusunu tatmin etmek için başkalarının davranışlarını kontrol etme ihtiyacındadır. Çocuk olarak, kuvvetli çocuklarla değil, kendisinden zayıf çocuklarla oynamayı tercih eder ve böylece onlara tahakküm etmiş olur. (...) Büyüdükleri zaman ise fatih olmayı arzu eden tipler olurlar. Eşleri üzerinde hükümranlık kurmak isterler. Eşlerinin, istedikleri her şeyi yerine getirmelerini ve kendilerine devamlı bir şekilde ilgi göstermelerini arzu ederler. Anne-baba olarak çocuklarının kendilerine itirazsız "evet" demelerini isterler. Öğretmen olarak kendini beğenmiş ve gösterişçi olurlar; öğrencilerini korkutmaktan, tehdit etmekten hoşlanırlar.
Hocamız ödev olarak okumamızı istedi. İlk defa akademik bir kitap okudum. Kitabı okumayı düşünenler bunları göz önünde bulundurularak okusunlar. 1. Kitapta çok fazla yabancı kelimeler var 2. Çok fazla araştırmaya yer vermiş. Benim tarzım değil ama siz okuyabilirsiniz.
Daha önce hiç psikoloji kitabı okumadığımı söylemeliyim. Başlangıç olarak bu kitabın iyi ya da kötü olduğunu yorum kısmına yazarsanız ve önerilerde bulunursanız sevinirim.
-
İki bölümden oluşan ve salt beş başlık içeren psikoloji araştırma ve derleme kitabı olan “Bağlanma ve Sonraki Yaşlarda Görülen Etkileri” kitabı yüzlerce klinik çalışmalar,
Kitap akademik ağırlıklı bir kitap. 2 yıl önce bir kitap okuma grubunda önerilmişti ve almıştım. Bir anne olarak öğrenmem gereken çok sey var ama bu kitap anneler icin cok zor bir dile ve akışa sahip.