Yaşam sonu belirsiz film gibi... Olmak istediğin sahneleri yarat ve orada ol. Ateşi harlamaya devam et. Daha çok gitmeye ihtiyacın olacak. Çünkü daha çok yaşamak isteyeceksin.
Bazen, okuduğun kitapta altını çizdiğin satır kozmosun tüm gizemini taşıyormuş gibi gelir. Ve belki bunu çizen başkası da vardır, dersin. Hiç tanımadığın biriyle aynı tutkuya kapılmak seni gülümsetir..
Stalker kitabı yazarının da bağlı olduğu Beat Kuşağı akımının en yeni eseridir. Beat kuşağı özünde varoluşçulukla beraber anılan bir oluşumdur. Dostovyevski, Nietzsche, Kafka, Heiddeger, Santre, Camus düşünsel alanda eserlerine bunları ilk işleyenler oldular. Boşuna Dostoyevski 'Yeraltından Notlar' eserini yazmış olamaz ya..
Beat Kuşağı Edebiyatımıza aslında sıkça yer verdiğimiz bir kuşak. Tutunamayanlar, Tehlikeli oyunlar, Kinyas ve Kayra aslında Beat kuşağının hatırı sayılır eserlerinden olmaya devam ediyor.
Bu tarz kitaplarda amaç okuyucuya keyif vermek değil; bunaltmak, hayatın farklı gerçekçi taraflarına ışık tutmak, yalnızlık, yabancılaşma, özgürleşme hissini yaşatmayı istemektedir.
Stalker aslında daha ilk sayfalarından bizi kozmik bir yolculuğa çıkarmayı hedefliyor. 33 saatlik bir dilimde yaşanan ne kadar olağanmış gibi görünse de olağan dışı tesadüfler bizi bir sır perdesini aralamaya götürüyor.
Kitap Duygu ve Selen arasında kalan Devin'in gerçeğe bulaşmak için verdiği çabasız uğraşı anlatıyor. Hepimizin kendi içindeki arayış kitaptaki temel düşünce..
Kitap okunur mu derseniz Beat kuşağına merakınız varsa yeni bir eseri kütüphanenize katmak isterseniz okunabilir. Olağanüstü bir olay örgüsü ola nefes kesici bir kitap beklemeyin boş vermişlik içinde bir dans hayat mücadelesi bekleyin. Kitabında adından anlaşılacağı üzere sosyal medya internet kullanımı ile sahte kimliklerin gerçeği aradığımız ve aslından sürekli dillere dolanan stalk olayının tutkulu boyunu görmekteyiz...
StalkerUfuk S. Yüksel · Aya Yayınları · 201918 okunma