Bir insan ne zaman ölür biliyor musun ?
Önce başkasında bitince ölür,
Sonra kendin de umudu tükenince ölür,
Ve çok sonra ise herkeste
Adı her yerden silinince ölür...
Ben kim miyim!
Hani yolunu kestiğiniz dağlı bir çoban,
Elektrik işkenceleri ettiğiniz o bildiri dağıtmış genç
Evladının parçalanmış cesedini katırlar sırtında taşıyan baba,
Oğlunu barışa armağan etmiş beyaz tülbentli - o ağıtları ciğerleri yakan anne.
Eşini yatağından alıp asit kuyularında faili/meşhul ettiğiniz kınalı - gencecik gelin,
Ve Yıllardır adalet arayan ve her Cumartesi vaktinde oğlumun kemiğine razıyım diyen Cumartesi
Annesiyim,
Kürdüm ben Kürt anlıyor musun?
An olur ebedi bir suskunluk çöker bu kente…
Gülüşler azalır, bakışlar solar.
Gün gelir yalnız bir gülüşün kalır, o büyük sevdalarda biter elbette.
Vakit durur şarkılar susar, anılar geçmişte, ayrılıklar ve acılar gelecekte.
Ve bilsen susmak, ne korkunç bir işkence.
Bu coğrafyada hak diyeni asıyorlar! Halk diyeni kesiyorlar, Tekbir getirip baş kesenleri ise,
Tıpkı feodal zihniyetin temelinde yatan anlayış misali,
Erkek çocuğu doğurmuş gelin gibi besliyorlar...
Bayadır şiir kitabı okumuyordum. İyi geldi ruhuma... Ama şiirde dil bilgisi çok önemlidir yazım yanlışları ve imla hataları okumayı biraz güçleştiriyor. Şair Ahmed Arif ve Ahmed Kayadan çok esinlendiğini düşünüyorum.
Kitapda her haksızlığa karşı bir tepki duyabilirsiniz o yüzdendir ki adı çığlık içermiş.
Toplumcu gerçekçi şiirleri sevenler okuyabilir. Uğur Akbulakın ilk şiir kitabı umarım devamı gelir ve daha daha özgünleşir.
Sevgi,isimiz, ey kavgam en beğendiğim şiirlerdir.