Kimine uzağımdır ben,
kimine çok yakın..
Kimine içim ısınmaz,
kimi içime sığmaz..
Kimi mecburiyetimdir,
kimi servetim..
Kimi gülen yüzüm,
kimi ömrüme zulüm..
Kimileri canım, sol yanım,
kimileri sabrım, sanki imtihanım..
Verilen emeğin, çırpınan yüreğin ve tertemiz sevginin bile, bir kıymetinin olmadığını anladığım günden bu yana, hayatı akışına, insanları layığına, kendimi de kendi haline bıraktım.
Ne olacaksa olsun...
Nice güçlü kadınlar tanıdım. Başkalarının darmadağın olduğu fırtınalarda yılmayan yıkılmayan kadınlar. Evet kalın duvarları vardı ama yumuşacıktı yürekleri. Evet yorgunlardı fazlasıyla ama yine de ışık saçardı gözleri. Kendini ezdirmeyen sevdiklerinin üzerine titreyen güvensizlik yaşasalar da insanlıklarından asla vazgeçmeyenlerdi onlar: hak yemeyen ve hakkını yedirmeyen kadınlar. Kaldıkları yerleri cennete çeviren ama kıymetleri bilinmeyen sevdikleri kadar sevilmeyen ve kapattıkları kapıya asla geri dönmeyen kadınlar...
Okurken gözyaşlarına boğuldum
gerçekten çok etkileyici bir kitap.
Hemen hemen komşunuzdan, çevrenizden haberlerden duyduğunuz kulağa aşina gelen hikayeleri. Günümüzde bunlara benzer birsürü Yürek burkan hikayeler , çaresizlikler daha daha kötüleri bulunmakta,
maalesef bunlar yaşadığımız ülkenin gerçekleri...
Uğur Gökbukut, 5 kadın hayatını kısaca özetlemiş...
Çok basit, sade bir anlatımı var.
Üçüncü hikâye olan Reyhan’ın hikâyesi çok etkiledi beni. Hayatın pamuk ipliğine bağlı olduğunu, sevginin ve ailenin önemini ve bir gün affetmek için çok geç kalınabileceğini bir kere daha gösterdi bana.
5 ayrı hikaye. Her birinde ayrı bir imtihan, ayrı bir dünya.. Kiminde bir pes ediş, kiminde ayakta kalma çabası...
Yazarımızın emeğine ve kalemine sağlık.
Ne ağladım be!!!
"Ey, benim iyimser hâllerim,
Çabuk aldanışlarım,
Hep inanışlarım,
Alttan alışlarım,
Hatayı hep kendimde buluşlarım,
Değmeyecekleri kafama takışlarım,
Yoktan yere, akıp giden gözyaşlarım,
Herkesi, insan yerine koyuşlarım,
Hepinize elveda…
Artık ben kimsenin,
Hiç kimsesi olmayacağım!"
Yazarın bu şiirini internette Nazım Hikmet adıyla okumuştum ve hoşuma gidince facebook'ta paylaşmıştım. Sonra bir mesaj aldım bu şiir Nazım Hikmet'in değil, benim diye.. :) Yazarla ve kitabıyla bu şekilde tanıştım. Duygularını bence çok güzel bir şekilde ifade etmiş, yazılarını ve şiirlerini beğenerek okudum.
....Ugur Gokbulut....Bir kadin agladiginda...
en guzelini Aziz Nesin soylemistir...
''bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya… en az erkekler kadar yani! ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe!...
....en dayanilmayacak olani bir annenin aglamasidir...insanin kendi annesini aglarken gordugundeki caresizligini hic bir kelime anlatamaz.
bazi kadinlar koz olarak kullanmak icin aglarlar, bazi kadinlar caresizlikten aglarlar. bazi kadinlar da ofkelerini baska turlu yatistiramadiklari icin aglarlar. bagira cagira ortaligi ayaga kaldirarak aglayan da vardir sessiz sakin gozunun kenarindan yaslari suzulenlerde. sessiz sakin aglayanlar dokunur iste insana. itilmisligin, umursanmazligin, gururun sonucudur....
Bir kadın gerçek anlamda sadece tek şey için ağlar.
evlat......
acıların en acısıdır. bir kadın evladı için ağlıyorsa ciğerinizi yarar geçer o çığlık. anne çığlığı en gerçek olandır....
Herkesin farklı bir derdi var, okudukça daha çok anlıyor insan..
Meral, Buket, Reyhan, Selda, Leyla...
Hayatları yüreklere işleyen güzel insanlar, bu yürekleri bize anlatan güzel yazar..
Kesinlikle okunması gereken bir kitap ...