Uğur SÜMER, 22 Mayıs 2002 tarihinde Tokat'da dünyaya gelmiştir. Sakarya'da lisans eğitimine devam etmektedir. Ailesinden gelen okuma tutkusuyla küçük yaşlarında kitaplara aşık olmuş, sonrasında da kendi hikayelerini kaleme almaya başlamıştır. Aynı zamanda çeşitli platformlarda kitaplar hakkında içerik üretmektedir.
Bir senaryo çalışmamda yer verdiğim bir gaziyi daha yakından tanımak için gitmiştim ilk görüşmeye. O gün bu gündür savaş sonrası savaşlarına tanıklık etmekteyim. Asıl savaşları hastaneden ayrıldıkları anda başlamış. İlk kurşunlarını o anda yemişler. İlk yaralarını orada almaya başlamışlar. Kasıklarından iki bacağını kaybeden Ç. A. taburcu olup hastaneden ayrılırken demirbaş diyerek altındaki tekerlekli sandalyeyi aldıklarında, "Bacaklarımı, her şeyimi, her şeyimi o anda unuttum, ilk kez keşke ölseydim" diyor ve bacaklarını istiyor.
Yaşam savaşlarında hemen hemen hepsi yenilmişler, teslim olmuşlar. Hemen hemen hepsi "ortada kaldım" diyor, "pişmanım" diyor.
"Han hamam, ev bark, bir dikili ağaç sahibi olmayan Yörüklerin, her şeyi doğaymış; bunun için bir mezarlıkları da yokmuş. Doğadan geldikleri gibi ona döneceklerine inanırlarmış."
Anadolu'nun yok olmaya yüz tutmuş sözlü gelenekleri masallar. Hele ki Yörük masalları... Uğur Sümer'in kökü çocukluğuna uzanan, aynı zamanda yetkin bir Türkçe ile ortaya koyduğu derleme bu kadim gelenek adına tarihe düşülen bir not olmuş. Hem büyükler hem de küçükler için...