Ülker Uzun Polat sözleri ve alıntılarını, Ülker Uzun Polat kitap alıntılarını, Ülker Uzun Polat en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çünkü hiç kimse durup gözlerinin içine bakmamış. Oradaki derin acıyı görmemiş. Sessiz çığlıklarını kimse duymamış. Kulaklarını patlatan uğultuyu, beyninin sallantısını hiç kimse fark etmemiş. Kendisi bile. Hatta en çok da kendisi.
"Öz saygımızı geri kazanmamız gerekiyor. Çünkü en başta bizim kendimize kadın olarak öz saygımız yok! Kalbimizi önce tüm kadınlara açmamız gerekiyor. Kadın olarak birbirimizin kuyusunu kazmadan, birbirimizin dedikodusunu yapmadan bir arada var olmayı öğrenmemiz gerekiyor."
Birbirlerinden haberi bile olmayan tüm bu ruhlar arasında sanki görünmez bağlarla birbirimize bağlıyız ve hep birlikte kumaş dokuyor gibiyiz. Herkes gelip bir ilmek atıyor, herkes bir renk katıyor bu kumaşa.
Sesler var ama çok fazla ve hangisi gerçekten içten gelen ses işte bunu yitiriyoruz; çünkü hep çok gerginiz. Zihnimiz sürekli milyonlarca şey üretiyor. Bu kadar karışık şeye baktığında da ister istemez bir körleşme oluşuyor. Hangisi doğru, ne yapmalı, ne tarafa bakacaksın, nereye yöneleceksin bilemiyorsun. Fazla karışık! Öyle değil mi?
Sakin durgun bir denizde berraklık olur. Dalga olduğunda berraklık gider. Aynı şekilde, ancak düşünceler azaldığında doğru kararlar alman için gereken berraklık oluşacak. Çünkü o zaman kalbinin sesini, gerçek iç sesini, öz benliğini duyabileceksin.
Oysa bir bilsek ki ihtiyacımız olanı vermek en kolay çözümdür sevgi en taştan kalpleri eritir en soğuk buzları kırar yok eder sevgimizi koşulsuzca akıttığımızda karşıdan beklemeden verdiğimizde bizim de içimizde bir dal yeşerir, çünkü sevgi en kurak toprakta bile yetişir en yüksek yamaçlarda karlar altında bile gelişir o öyle bir şey ki su istemez güneş istemez çünkü o kendinden beslenir ama bir o kadarda gözlerden saklanır sadece onu görmek isteyenlere görünür duymak isteyenlere sesini duyurur hissetmek isteyenlere kendini hissettirir tıpkı var olduğunu sadece inananlara belli eden bir melek gibi görmüyor olman olmadığı anlamına gelmez duymuyor olman senin sağırlığından hissetmiyorsan senin hissizliğindendir çünkü o aslında seni de herkesi de her şeyde içine alan bir evlendir kimseyi dışarda bırakmaz dışarıda bırakıldığında sanan biziz öyleyse neden herkeste ki her şeydeki güzellikleri görmeye kendimizi bu kadar kapatıyoruz gelin açalım kulaklarımızı duymaya gözlerimizi görmeye
Yılbaşı zamanında sokaklarda satılan top top kırmızı çiçekleri olan dikenli yapraklı bir çiçek var meyveler o kadar kırmızı ve güzeldir ki yiyesin gelir ama normalde yenmezler yaprakların uçları da dikenlidir kokusu da yoktur ama bu haliyle bile muhteşem albenili görünür halbuki o güzel görüntülerin altında çok dikenli ve çok can acıtıcıdırlar… ( aman bu ne kadar iyi dediğim bir şey can yakıcı olabilir ya da ay bu ne çirkin dediğin bir şey harika olabilir)
Savaşlar, acılar, hırslar, egolar, vahşet, zulüm... İnsanlık tarihi kan ve vahşetle dolu... Yüzyıllar geçiyor, bu saçmalıklar devam ediyor. Oysaki gerçekten değerli olan ve hizmet edilecek tek şey var: Yaşam ve onun kutsallığı!