Ulvi Emre

Ulvi EmreTürk Tarihinin Gözyaşları yazarı
Yazar
6.5/10
2 Kişi
4
Okunma
0
Beğeni
490
Görüntülenme
Çinliler, Kaşgar'da çok korkunç katliamlar yaptılar. Cengiz'in hortlayan torunları adını verdikleri yüz binlerce Türk’ü insafsızca öldürdüler. Halk Fergana ve Taşkend'e doğru kaçmaya başladılar. Bu kaçış Çinlileri çok memnun ediyordu, boşalan yerlere Çinlileri yerleştiriyorlardı.
Sayfa 181
Türk âleminin, tarihte olduğu gibi bugün de en büyük düşmanı Ruslar ve İngilizlerdir. Dünyada düşmanı bu kadar çok olan başka bir millet yoktur.
Sayfa 183
Reklam
"Okyanus mu iki şehrin arası, Kaç saatlik yol ki şunun şurası?"
Sayfa 231
Anadolu'ya girdiğimiz 1071 yılından bu yana verdiğimiz şehit sayısı elli milyonun üzerindedir.
Sayfa 175
İslam dininde, "ruhbanlık” yani din adamlığı müessesesi yoktur. Allah'la kul arasına dıştan müdahale kabul edilemezdi.
Sayfa 96
Akla, mantığa, yüksek ahlaka, ilme, çalışmaya, hak ve hukuka, aileye çok önem vermesine rağmen müslümanlar bu güzellikleri öğrenip, ona göre yaşayamamışlardır. Sadece surelerin ve ayetlerin anlamlarını öğrenmeden, düşünmeden okuyup geçmişlerdir.
Sayfa 96
Reklam
Asıl tedbir eğitimle, vicdanları aydınlatmak, cehaleti yenmek, kalpleri Allah korkusu ve kültür ışığı ile aydınlatabilmektir. Bu kurtuluş yolunun temeli de, başta memleketi idare edenlerin özel hayatlarını, zenginlerin hayat şartlarına göre değil, sıkıntı ve zorluklar içerisinde hayatlarını devam ettirmeye çalışanların hayat seviyelerine göre ayarlamaları gerekir. Bunu yaparken de hem Allah'tan korkmak ve hem de kulundan utanmak duygusu içerisinde bulunmaları gerekir.
Sayfa 178
Vakti gelince, bütün iyi dualar gerçek olur.
Sayfa 42
Oysa bu yüce millet öyle büyük din adamları yatiştirmişti ki: Yavuz Sultan Selim Han gibi gazaplı bir hükümdarın önüne çıkıp: “Bu masumları öldürtemezsin, senin ahiretini benden sorarlar. Ben bu ülkenin Şeyhülislamıyım. Kılıcını kınına sok!..” diyebilmiş, Yıldırım gibi bir padişahı alacak meselesi için huzuruna getirtip, Hünkârın alkol alışkanlığını yüzüne vurarak”Sarhoşun şehadeti makbul değildir. Diyebilen din adamlarından geriye kalabilen gerçek din adami maalesef kalmamış hepsi devrinin özelliklerini taşırcasına, devre uygun bir şekilde gerileyip, tüm meziyetlerini, özelliklerini yitirmiş ve gerçekler dışına çıkmışlardır.
Sayfa 136
Katerina için, Kırımı elde ettikten sonra, ikinci tahrik ve fesad kampanyası başlıyordu: Rumluğu ayaklandırmak... Mora isyanı bu konu ile ilgili ilk tecrübe olmuştu. Kaptanı Derya Gazi Hasan Paşanın gayretleriyle bastırılan isyan hareketi, Rumluğun baş kaldırmaya hazır olduğunu göstermişti. Ortodoksluk âleminin hâmisi hüviyetini taşıyan Rusyayı, Osmanlı devletini içinden vurmak için yine rumluğa dikkatini çevirmişti. Çariçe İkinci Katerina, bu maksatla ortanca torununun adını Konstantin koydurmuş, onu rum mürebbiyeler elinde büyütmüş, Rumca öğretmiş Atina piskopusuna takdis ettirmişti.
Sayfa 109
Reklam
Ey TÜRK OĞLU TÜRK, uyan ve tarihte olup bitenleri öğrenmeye çalış, yüz yıllarca TÜRK ANA VATANININ BİR PARÇASI OLAN KIRIM basiretsiz, inançsız, ileriyi göremeyen, zevkü sefayı marifet sayan, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın zihniyeti ile devlet yönetmeye kalkanların, bu yüce millete neler kaybettirdiklerini gör ve anla ve de ağla, gençlerimize ve torunlarımıza bu gerçekleri anlatıp onların ileride olabilecek hadiselerde daha uyanık olmalarını sağlamak ve inançsız, ülküsüz ve basiretsiz yöneticileri başa getirmekten sakınmalarını onlara anlatmayı tarihi bir görev olarak saymalıyız.
Sayfa 87
" Gerçek Türkler öldürülebilirler, fakat asla mağlup edilemezler."
Sayfa 206
Osmanlı Türkleriyle, Orta- Asya Türkleri arasında köprü olabilseydi bugün dünya coğrafyası çok farklı olabilirdi.
Sayfa 66
Bizler, böyle büyük bilim adamlarımızı tanımazken, bakın Norveç'te yayınlanan Weekl Word News adlı dergide Norveçli bilim adamı ROFFAVİK şöyle yazmaktadır. "Hiç kimse heveslenmesin, dünya da ilk uzay roketi Türkler tarafından icat edilmiştir. Ve yine roketle insanlı olarak yapılan ilk uçuş Türklere aittir"
Sayfa 39
Dört şey geri gelmez: Atılan ok, kaçırılan fırsat, söylenen söz, gecen zaman
Sayfa 312Kitabı okudu