Çözülmeyen sorular yumağı değil miydi yaşam? İnatla o yumağın içinden birkaç adımlık düzlüğüne erişmiş ipi elde edişimizi seyrederek kendimizi geçici rahata erdirdiğimiz.
Yaşanan hiçbir anın iyi ya da kötü geriye dönüşü olmadığı bir imza sanki zaman. Soluduğumuz her şeyin sonradan silinip yok edilemeyişi, var olmanın başka bir kalıcılığı. Bizim onu sildik unuttuk dememiz aslında kendi dünyamızda oluşturduğumuz bir yanılsamanın ayırdığına varamayışımızdan başka bir şey değil belki.
Yürüdüğün yolda aydınlattı mı seni onca acı yoksa toz, kir, yetersiz kılıp karanlıkta mı bıraktı? Yalnızca ölüme doğru hızla koşandan başka bir şey olmayan hayatta dikenlerle karşılaşman ne kattı sana?