Bilim kurgu ile politikanın birleşmesinden ortaya çıkan en başarılı kitaplardan biridir Mülksüzler. Klasik Ursula K. Le Guin kitaplarında olduğu gibi yine iki dünya yaratılmış ve mülk kavramı ile mülksüzlük kavramı ince ince işlenmiş içerisinde.
Yazarın bir kadın olduğunu düşünürsek, kitabın bir kadının elinden çıkmış olması ve dolayısıyla kadının ideolojik duruşunun bu kitaba yansıması da çok güzeldir. Yazar, iktidar ve ideal kavramı konusunda düşünmeye zorlamış ve her iki alternatifi de sunarak herhangi bir dünyayı övme / yerme hatasına düşmemiştir.. Yani, basit bir şekilde, bilinçsizce, anarşistlik veya solculuk gibi ideolojik düşünceleri yayma amacı gütmemiş. En hoşuma giden kısmı da bu oldu zaten.
Kitabın adından da anlaşılacağı üzere, yazar mülkiyetten yola çıkarak iki farklı dünyayı anlatır. Biri Anarres ( anarşiden yola çıkılmış) diğeri ise Urras ( ussr ve usa'den yola çıkılmış). Bir tarafta özgürlükleri uğruna, ülkelerini terk ederek anarşist bir düzen kuran insanlar; diğer tarafta kapitalist düzenin esiri olmuş ancak bunun farkında olmayan insanlar...
Okurken ideolojik olarak duruşunuz veya düşünceniz ne olursa olsun iki dünyayı da sevemiyorsunuz. Bu sebeple distopyanın en nadide örneklerinden olduğunu düşünüyorum. Kitaptaki betimlemelerin de oldukça başarılı olduğunu da eklemekte fayda var.
Distopya sevenlerin mutlaka okuması gereken, distopya okumak isteyenlerin ise ilk sıralarda okuması gereken kitaplardan biridir.