Vedat Türkali books by first publication dates, Vedat Türkali reading order
About
Vedat Türkali (doğumu. 13 Mayıs 1919, Samsun) Abdülkadir Demirkan 'ın (1950'li yıllarda Abdülkadir Pirhasan olmuştur) yazılarında kullandığı ismidir. Senarist, şair ve romancı olan Türkali, liseyi Samsun Lisesi'nde okuduktan sonra 1942 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun olmuştur. Aynı yıl eşi Merih Pirhasan'la evlenmiştir.
Maltepe Askeri Lisesi ve Kuleli Askeri Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yaptıktan sonra 1951'de siyasi eylemleri sebebiyle tutuklanmış; 9 yıl ceza almış 7 yıl sonunda koşullu olarak serbest kalmıştır. Gar Yayınları'nı Rıfat Ilgaz ile kurduktan sonra, 1960'da Dolandırıcılar Şahı ile senaristliğe başlamıştır. Senaristliğine devam eden Türkali, 1965'de yönetmenliği denemiştir.
Bir Gün Tek Başına ve Mavi Karanlık gibi romanları Türk edebiyatının en büyük eserleri arasına girmiş; daha sonra da Yeşilçam Dedikleri Türkiye ve Tek Kişilik Ölüm romanlarını da yazmıştır.
Mihri Belli'nin yakın arkadaşı ve Atıf Yılmaz'ın arkadaşı ve akrabasıdır. TKP'nin eski üyelerindendir. 2002 seçimlerinde DEHAP'dan aday olarak aktif siyasete atılmıştır.
Vedat Türkali, oyuncu Deniz Türkali ve yönetmen Barış Pirhasan'ın babası, Deniz Türkali'nin kızı şarkıcı Zeynep Casalini'nin dedesidir.
"Bitmeyen ne var ki? Dünya da bitecek. Güneş bitecek. Yıldızlar bitecek. Kıpkırmızı umudumuz, sevgi yüklü tomurcuk, sen bitmedikçe hiçbir şey bitmeyecek! ..."
Sayfa 630 - Everest - 1. Baskı - Ekim 2004Kitabı okudu
Süleymaniye'ye uzanan sokağa girince bir sızı düştü içine. Yetmişli yıllarda, tam bu sokağın başında, yürüyüşteki solcu öğrencilere bomba atıp yedi genci öldürmüşlerdi faşistler. Yapanları da çıkarmamışlardı ortaya.
Sayfa 39 - Everest - 1. Baskı - Ekim 2004Kitabı okudu
Bir kitabın beğenilmesinde kişisel zevkler, hayat görüşü vs. ve daha bir sürü şey bu alanı tehdit ediyor. Tehdit dedim çünkü; fikir alış-verişinde (aslında bunu başka türlü yazacaktım vazgeçtim) bulunanlar genelde çoğu zaman anlaşmazlığa düşerler. İnsan aslında daha ilk başta anlaşamayan bir varlık olmuştur. Kabil'in Habil'i öldürmesi
Kitabın yazılma amacı elbette kendi çapında siyaset yapmak. Gülünç olan şu ki kendilerini bir hayli gülünç düşürmüş olmaları.
Burada herkes madem görüşünü savunuyor, ben de görüşümü savunayım. Bakın ben burada hepinize saygı duyuyorum. Dinime, dilime, ırkıma karşı olan insanlara bile öyle kolay kolay kavgaya tutuşmadım. Gerek dahi duymadım. Şimdi
Daha önce senaryo olarak yazılmış olan, Fatmagül'ün Suçu Ne? kitabının filmini de dizisini de izlemediğimi belirtmek isterim. Gelecekle ilgili hayalleri olan Fatmagül kasabalı gençler tarafından tecavüze uğrar ve yaşamı altüst olur. Fatmagül'ün bundan sonra yaşadığı dram aslında ülkemizde pek çok kadının yaşadığı açığa çıkmamış yaşanmışlıkların da bir öyküsüdür. Sığınacak yeri olmayan Fatmagül'ün: Kanun tarafından, tecavüzcülerin cezadan kurtarılması için, tecavüz edenlerden birisiyle evlendirilmesi, kadının aşağılanmışlığının zirve yaptığı noktadır. Mevcut iktidarın kadına bakış açısının problemli olması nedeniyle, kadın sorunlarının katlandığı ve her zaman gündemde olduğu günümüzde bu kitabın okunması gerektiği inancındayım.
“Salkım salkım tan yelleri estiğinde
Mavi patiskaları yırtan gemilerinle
Uzaktan seni düşünürüm İstanbul
...
Bekle dinamiti tarihin
Bekle yumruklarımız
Haramilerin saltanatını yıksın
Bekle o günler gelsin İstanbul bekle
Sen bize layıksın”
İstanbul’a verdiği sözü tutmaya bir ömür adayan Vedat TÜRKALİ, “Nazım varken, Yahya Kemal varken insan