Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Vehbi Ersan

1970'lerde Türkiye Solu yazarı
Yazar
8.7/10
7 Kişi
23
Okunma
0
Beğeni
1.607
Görüntülenme

En Beğenilen Vehbi Ersan Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Vehbi Ersan sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Vehbi Ersan kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
pkk avrupa'daki solcuları öldürmeye başlıyor
Abdullah Öcalan ise gerilla savaşında kararlıydı ve anlaşılan Suriye’yle iş­ birliğini kabul etmişti. Örgüt içinde muhalifler, gerilla savaşıyla ilgili kuşku yayanlar, ihanetle suçlanarak ya tutuklanıyor ya da öldürülüyorlardı. 1984 Ağustos’unda “silahlı propaganda” birliklerinin Şemdinli ve Eruh baskınla­rıyla gerilla savaşı başlatıldığı sıralarda Avrupa’da da muhalifler teker teker bulunup öldürüldü. PKK’nın muhaliflerine uyguladığı şiddete Devrimci Yol sert tepki göster­di ve tüm ortak çalışmaları durdurduğunu açıkladı. Cephe sona erdi. İki ör­güt arasındaki ilişkiler de gerginleşti. 1985’te gerginlik kavgalara ve cinayet­lere vardı. PKK, Devrimci Yol liderlerini “tasfiyeci bir sol oluşturmak” ve “ihanet”le suçladı.
Özal’ın bu yaklaşımından yola çıkarak, büyük gazetelerin önde gelen gazetecileri Bekaa’da PKK lideri Abdullah Öcalan’la görüşmeye gitti, haftalarca Öcalan ve PKK hakkında gazete ve tele­vizyon kanallarında programlar yapıldı. Bu rejimin PKK ile uzlaşma arayışının bir ürünüydü. Perinçek, Temmuz 2007’de Aydınlık’ta Öcalan’la görüşmeyle ilgili kendini savunurken “Başka kimler görüştü? Mehmet Ali Birand, Fatih Altaylı, Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Güneri Civarıoğlu... Yani Türk basınının bütün kıdemlileri, genel yayın yönetmenleri, başyazarları... ” diyordu.
Reklam
Devrimci Yol'a devlet operasyonu ve pkk'nın tek sol örgüt olarak kalması
Devrimci Yol davalarında tam sayı bilinememekle birlikte binlerce ki­şi yargılandı. En büyük davalar Ankara ana davası (574 kişiyle açılmış son­radan eklenen dosyalarla bu sayı 723’e çıkmıştı), Fatsa (811 sanıklı), Artvin (898 sanıklı), Yeni Çel tek (666 sanıklı) davalarıydı. Veysel Güney 11 Ha­ziran 1981’de (Gaziantep E Tipi Cezaevi, 24 yaşında), Mustafa Özenç, 20 Ağustos 1981’de (Adana Cezaevi, 22 yaşında), llyas Has 7 Ekim 1984’te (İz­mir Buca Kapalı Cezaevi, 26 yaşında), Hıdır Aslan, 25 Ekim 1984’te (Burdur Kapalı Cezaevi, 26 yaşında) idam edildiler. 17 kişi sorgulandıkları emniyet ya da jandarma merkezlerinde işkence sonucu hayatını kaybetti. Ankara’da Emniyet Müdürlüğü 1. Şube’ye bağlı çalışan Devrimci Yol’dan yakalananla­rın sorgulandığı Derin Araştırma Laboratuvan adı verilen ve DAL diye anı­lan birimde 5 kişi işkenceden öldürülmüştü.
Doğu Perinçek, Paris’teki bir konferansta “ordunun uşağı” diyerek kendisini protesto eden sol­culara “Türk ordusunun uşağı sözünü hakaret addetmiyorum” diyerek şöyle yanıtladı: “Bugün Batı’nın baş hedefi olan Türk ordusuna şunlar dayatılıyor: MGK dağıtılacak, ordunun politika­daki etkisi bitirilecek, Türk ordusu Kemalist geleneklerinden koparılacak. Küçük devletçikler, küçük emirlikler kurmak istiyorlar. Globalleşme ulusal devleti ortadan kaldırınca temel çekir­deği olan ulusal orduyu da ortadan kaldıracak, ordu bunun farkındadır ve buna karşıdır. Or­du Türkiye’nin en kıymetli birimidir, her konuda yanlışlık yapın düzeltilebilir, ama orduya kar­şı yanlışlık yaparsanız düzeltilemez. Solcu söylemlerle, halktan uzak hareketlerle bir yere va­rılmaz. Ben bu provokatörlerle 30 yıldır uğraşıyorum. Bana Türk ordusunun uşağısın diye ba­ğırıyorlar. Devrimcilik böyle yapılmaz. Tabii cuntalardan az çekmedik, ancak 28 Şubat çizgi­si bu darbelere zıt ve onlara düşman bir çizgidir. Türkiye’de orduya en düşman kim? Tarikatçı­lar, Nakşibendiler, Fethullahçılar, Amerikancılar ama biz orduyla yan yanayız. Halkın yanında yer alan bir Türk ordusu var, ulusun yanında Kemalist bir ordu var.”
Doğu Perinçek, 2002’de ise, bir gazetecinin “Geçmişinizin muhasebesini yaparken vicdanınızı rahatsız eden şeyler var mı? Mesela Aydınlık gazetesin­de ihbar edilen sol adresler, isimler?” sorusuna şu yanıtı veriyordu: Az bile yapmışız. O konuda daha cesur olmalıymışız. O sol örgütler halk düş­manı olmuşlar, kontrgerillanın, uyuşturucunun ağına düşmüşlerdi. TİKKO, al­tı ülkücü inşaat işçisini 1978’de duvarın dibinde kurşuna dizdi. Açıkça söylü­yorum: O inşaat işçilerinin yanındayım. Hiç kimse MHP’li ya da ülkücü diye in­şaat işçisini kurşuna dizemez. Kimse solculuk adına bu alçaklıkları yapamaz.
Abdullah Öcalan'ın kurtuluş savaşı yorumu
Taner Akçam’ın anlatımına göre, PKK lideri Abdullah Öcalan 1980 sonbaharında kendisine bir mektup yazmış “M. Kemal’in 1919’da Anadolu’ya geçer geç­mez yaptığı ilk işlerden biri Kürt aşiret liderleriyle kontakt kurmak olmuş­tur. Türk ulusal savaşı, Türk-Kürt dayanışmasının ürünüdür. Burjuva ve fe­odal atalarımızın yaptıklarını, biz niye yapmayalım” demişti. Sonraki ge­lişmeler ve toplantılar, Abdullah Öcalan’ın olumlu yaklaşımlarıyla -özellik­le 12 Eylül öncesi PKK’nın sola yönelik uyguladığı şiddetle ilgili özeleşti­ rileriyle- bir yakınlaşma sağlandı, Avrupa’da eylem birliklerine ve nihaye­tinde “cuntaya karşı silahlı mücadele başlatmak” gibi ileri bir ortaklığa dö­nüştü.
67 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.