Bunca zaman neden okumamışım serisine yeni bir kitap daha ekledim.
"Kendimi Kaybettiğim Yerde Buldum"
Blog sayfalarında sürekli gördüğüm bu esere, başta önyargılı davrandığımı itiraf edeyim. Ama bir taraftan da merakım üste çıkıyordu. Ve kitap mezatında gördüğüm gibi yapıştım. Okumaya başladığım andan itibaren sadece bir buçuk günde
Yan Pasaj yayın evi kitapları bir anda hayatıma girdi ve onları çok beğenerek okuyorum. Çoğu kişinin sevmediği kişisel gelişim vurgusunu, çaktırmadan, romansılaştırarak işleyen yazarlarla çalışıyorlar. “Kişisel Gelişimi” ders gibi okumayı sevmeyen çoğunluğa müjde oldu bu tür kitaplar. Bu türü okumak sizi hiç tedirgin etmesin,okurken verdiği tada, keyfe adeta bayılacaksınız. Yayın evinden “Ne çıkarsa okurum.” diyorum ve kitabın konusuna geçiyorum.
#Kendimi Kaybettiğim Yerde Buldum
Tıp fakültesini kendi isteğiyle yarım bırakan Emma, sonrasında hukuk eğitimi alıp okulunu bitirse de avukatlık yapmak yerine bir radyoda sabah spikerliğini tercih etmiştir. Patronu Emma’nın özverisini görmüyor, çalışanlarını hiçbir zaman taktir etmiyordur. İş yerindeki problemler canını sıkmaya başlayınca Emma iyice çıkmaza girer. Bir yazarla röportaj yaparken bir anda denek olarak o çalışma içine girer. Alcağı kararlara yardımcı olan e-mailler ile Emma hayatına dair, onu mutlu eden kararlar almaya başlar.
Emma’nın kişisel gelişim yolculuğunun sonunu çok merak ederek, heyecanla okudum. Sanki bitmemiş bir son gibiydi. İkinci kitap çıkacak deseler “ohh”derim. Aklımdaki soruların en barizi : O yakışıklı yazara ne oldu?
Daha birkaç soru daha sıralayayım
Acaba aralarında bir şey olcak mı?
Emma maddi olarak rahatladı mı?
Öncelikle kitabı okumanızı muhtemelen tanımadığınız bu yazarı bir yerlere not etmenizi tavsiye ederek başlayayım. Zira benim durumun böyle oldu.
Bölgesel bir radyoda sabah programları sunan kahramanımız Emma, programın arasına banttan röportajlar ekleyen bir formal kullanmaktadır. Son söyleşisi için kitapları çok okunan felsefeci bir yazardan randevu ister, görüşme gerçekleşir ama her şey orada bitmez, kafalar/kalpler karışır. Kahramanımızın özel hayatı ve geçmişi de çok karışıktır. Görüşme yaptığı yazarın sön kitabıyla ilgili bir denek grubuna davet edilir. Alacağı epostalarda yazılanları hayatına uygulayacaktır. Her şey allak bullak olur. Sadece kahramanımız için değil okurlar için de. Çünkü gelen postalar açıldıkça ortaya hayatı sorgulatan sonuçlar çıkar.,
Baştan da söylediğim gibi kitap çok keyifli, raha okunuyor ve hayata dokunuyor. Tavsiye ederim.