Eserdeki yaklaşık 170 sayfa boyunca Hvaler'de, kayaların tepesinde, denize nâzır iki kulubenin kavgasının daha ne kadar süreceğini sorgulamıştım, evet. Sayfalar arasında sürekli bir gizem arıyorsunuz, aslında tahmin de ediyorsunuz ama yine de rastlaşmamayı diliyorsunuz. Bergljot'un her psikolog randevusundan,her gördüğü rüyadan, her anısının ardından yakasına yapışan parçaları birleştirince dramı göreceksiniz. Yani meselemiz iki kulübe değil; kayıp bir çocukluk, ardı arkası gelmeyen içsel hesaplaşmalar, insanın içinde ufacık kalmış masum duyguların bile kirlenmesi.. Demekki neymiş; insan olmak kolay değil!
.
Alıntılar yapmak istiyorum aslında ama bunlar edebi alıntıdan çok psikolojik çıkarımlar. Okuyun da siz değerlendirin bence; bir insan evladının aldığı yaralarla içinde bulunduğu Dünya'nın ne hâle geldiğini, gülümsemelerinin ardındaki dramı, güneşine gölge olanları..