Vijay Prashad bir Hint tarihçisi, gazeteci, yorumcu ve Marksist bir entelektüeldir. Tricontinental: Sosyal Araştırma Enstitüsü ve LeftWord Kitapları Genel Yayın Yönetmenidir. Tarihçi Paul Buhle, “Vijay Prashad edebi bir fenomendir” diyor. Yazar Amitava Kumar, "Prashad bizim Frantz Fanon'umuzdur.
“Marx şunu anlıyordu: Tarihte öyle anlar vardır ki, kitlelerin o andaki mücadelesi, umutsuz bir dava uğruna da olsa, o kitlelerin gelecekteki eğitimi ve bir dahaki mücadele deneyimleri için gereklidir.”
“[Komün] özünde, bir işçi sınıfı hükümeti, üretenlerin mülk edinen sınıfa karşı mücadelesinin sonucu, emeğin iktisadi kurtuluşunun gerçekleşmesini sağlayabilecek olan en sonunda keşfedilmiş siyasal biçimdi.”
Komün, Paris’i Prusya ordusundan korumayı amaçlayan bir yurtseverlik hareketi olarak başladı; ancak halkın ruh hali ve devrimci grupların etkisi nedeniyle hızla daha radikal, demokratik bir nitelik kazandı.
Bismarc Almanya 'sinin Paris 'i işgal ettiği günlerde Paris'li emekçilerin kontrolü ele alarak, şehrin yönetimini ele geçirdiği ve 72 gün boyunca proletarya iktidarıni uyguladığı yönetimdir komün. İlk günlerde prusya tehlikesine karşı ortaya çıkıp, sonraları radikalleserek özellikle Fransa 'daki işbirlikçi hainler hedef
Hem ABD'de profesör olup hem ABD'nin emperyalist yüzyılını yazma imkanı bulmak ABD'ye has bir tuhaflıktır ve Vijay Prashad bu tuhaflığı kısa ama vurucu kitabında olabildiğince kullanıyor.
ABD'nin Gizli Tarihi gibi ABD'nin suç şeceresini cesaretle çıkaran kitaplardan önce antrenman amaçlı okunabilir bir kitap Prashad'inki. Dünya sağının bütün 20. yüzyıl boyunca Amerikan bekçiliğinden başka bir şey olmadığının da altı güçlü bir şekilde bir daha çizilir.
Herkese merhaba bu akşam sizlere Paris Komünü 150 yaşında isimli eserden söz etmek istiyorum. Paris Komünü, aradan 150 yıl geçmesine rağmen hâlâ tartışılmaya, dünya sosyalist hareketlerinin talep ettiği dünyayı anlatırken referans olarak gösterilmeye devam ediliyor. 18 Mart 1871 yılında kurulan Komün’ü, yetmiş iki gün boyunca işçiler yönetti. O zamanlar henüz hiçbir ülkede tam olarak tesis edilmiş olmayan genel oy hakkı tüm halka tanındı. Kadınlar barikatların en önünde yer aldı, özgürleşme mücadelelerinde bir adım daha attılar. İşçi sınıfı iktidarı, siyasal, kurumsallaşmış kiliseye karşı da büyük bir mücadeleye girişti. Kilise lağvedildi ve serveti kamulaştırıldı. Eğitim bedava yapıldı. Okullar devletin ve kilisenin hegemonyasından kurtarıldı.
Ancak her türlü eksiği ve hatasına rağmen komüncüler memleketlerinden işgalci orduları ve işbirlikçi burjuvaziyi kovmak için çok önemli bir irade göstermiş, tarihteki ilk işçi iktidarını 70 gün de olsa yaşatmayı bilmiştir. Paris Komünü’nün ardından başarılı ilk işçi iktidarı deneyim olan 1917 Ekim Devrimi ile Bolşevikler ve Rusya topraklarındaki emekçiler bugün insanlık tarafından özlemle anılan başarılara imza atmıştır. Günümüzde artık küresel olarak krize girdiği çok açık olan ve insanlığa vaat edeceği hiçbir şey kalmamış olan kapitalizmin alaşağı edilmesi için komüncülerden öğrenilecek çok şey var…Bu tür kitaplara ilginiz varsa tavsiye ederim.Yüzeysel ama dolu dolu.Kitapla kalın.