Anton Çehov’da en üst noktasına ulaşan kendine has hikâye etme biçimini geliştirdi. 1888’de ardında yalnızca yirmi kadar öykü bırakarak 33 yaşında intihar etti. Öykülerinde sınırlı sayıda karakter bulunur, ne eksik vardır, ne de fazla. Şaşırtıcı biçimde sonlanan öykülerinde neredeyse geometrik denebilecek bir netliğe ulaşır. Kendi hislerini çok iyi bilir, öykülerine de çok net yansıtır. “Dört Gün”de (1877) savaş karşıtlığını açıkça dile getirir. Gönüllü olarak katıldığı 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda kendisi de bacağından yaralanmıştır.
Göğsümden vahşi, çılgın, boğuk feryatlar kopuyor ama hiçbirine karşılık veren yok. Feryadım gecenin karanlığında yüksek sesle yankılanıyor, geri kalan her şey susmuş. Yalnızca cırcır böcekleri hâlâ endişeyle cızırdıyor. Ay, yuvarlak
yüzüyle acıyarak bana bakıyor.
‘Onun suçu ne?
Onu öldürmüş olsam da benim suçum ne?
Suçum ne?’
.
1877-1878 Osmanlı- Rus Savaşı, daha çok bildiğimiz adıyla 93 Harbi. Çetin bir savaş ve Osmanlı’nın hezimete uğraması.
Tuna’nın karşısından dinliyoruz bu savaşı. Garşin anlatıyor.
Ve şöyle diyor aslında: ‘öldürdüğümüz kimdi? Öldürdüklerimizi neden öldürdük’ ve yukarıdaki dizelerle
Yazar Garşin, 1877'de Osmanlı- Rus savaşına gönüllü er olarak katılmış ve Balkan cephesinde yaralanmış. Sonra edebiyatla ilgilenmiş ve daha sonra da Ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde yatmış.
Bu kitapta dört hikayesi var: savaşa, insanların kotuluklerine yer vermiş. Kitabın adı olan Kırmızı çiçek hikayesinde kötülüğe karşı galip gelmeye çalışıyor. Yaşadıkları onu derinden etkilemiş. Kitap 80 sayfa, çok kısa. Yazar, kendi ömrünü de kısaltmış; 33 yaşında 4.kattaki evinin merdivenlerinden kendini bırakıp intihar ederek.
Kırmızı ÇiçekVsevolod Garshin · Kapra Yayıncılık · 202314 okunma
Onun suçu ne?
Onu öldürmüş olsam da benim suçum ne?
Suçum ne?
.
Savaş.. Hani o yakınen bildiğimiz Osmanlı-Rus savaşı, yani 93 harbi.. Yazar yana yakıla anlatıyor bize savaşın ne kadar hazin bir şey olduğunu, yok yere olduğunu. Anlam arıyor, sorguluyor. Savaşa bir sebep bulmaya çabalıyor kendince. Bulabiliyor mu dersiniz?
.
Her ne kadar savaşa ölesiye karşıt bir zat olsa da bir gün bu savaşa kendi de dahil olup yaralanıyor. Düşünsenize, annenize yazdığınız bir mektupta kandan nefret ettiğinizi ancak her yerin kan olduğunu dile getiriyorsunuz. İşte Garşin tüm bu kanlı satırlarda bulunmak istememesine rağmen bu kez o denli pasif kalamıyor..
.
Bilen bilir, her daim intihar eden yazar ve şairlere ayrı bir ilgim vardır. Bu da an itibariyle onlardan bir tanesi oldu. Henüz 33 yaşındayken hayatına son veren yazarın elimizde birbirinden gerçekçi öyküler barındıran bu güzel eseri kaldı. Ve ben çeviriyi çok başarılı bulduğunu da söylemeden geçemeyeceğim..
.
Her yönüyle sizi duygu deryasına sürükleyen ve anlatılan her şeyi size yaşatan bu kitabı okuduğum için nacizane çok mutluyum.
Son olarak bittabiki tavsiyemdir
Kızıl ÇiçekVsevolod Garshin · Ketebe Yayınları · 202045 okunma