Quentin, sana bütün umutların ve özlemlerin mezarını veriyorum demişti; o, daha çok insan yaşantılarının saçmalığına varman için acıta acıta kullanılmaya elverişlidir. Bu saati sana zamanı hatırlayasın diye değil, ara sıra onu bir an unutasın ve soluğunun hepsini onu elde etmek için harcamayasın diye veriyorum. Çünkü şimdiye kadar hiçbir savaş kazanılmamıştır. Dahası, savaşılmamıştır bile. Savaş alanında insanların delilikleri ve umutsuzlukları dışında bir şey yoktur; burada zafer felsefecilerin ve budalaların hayalidir.
''Öğleden sonra okul bitince,son çocuk da pis küçük burnunu çeke çeke gidince,eve yollanacağım yerde tepeden aşağıya pınara iner,orada yalnız başıma,sessiz kalırdım onlardan tiksinmeye.Sessiz olurdu o zaman orası,su pıtırdayarak akar gider,güneş sessizce ağaçlar arasında eğilir,ıslak,çürüyen yaprakların,yepyeni toprağın sessiz kokusu;daha çok ilkbahar başlarında,çünkü en kötü o zaman olurdu.Babamın;
''İnsanlar uzun zaman ölü kalabilmeye hazırlanmak için yaşarlar.''dediği aklıma gelirdi.''
Benim kızdığım bir şey varsa, o da namuzsuzca ikiyüzlülük. Aklının ermediği bir şeye dalavere damgasını basan bir kimse ilk fırsatta kendi üstüne vazife olmayan bir şeyi üçüncü bir kimseye anlatmayı kendine bir ahlak görevi sayar. Dediğim gibi bir insan benim aklımın ermediği bir şey yaptığı zaman onun bir dalavereci olduğunu düşünürsem, defterlerde bence bilmesi gereken bir kimseye koşup anlatmada fayda görülecek bir şeyler bulmakta zorluk çekmem, ama bakarsınız onlar benim bildigimden daha çoğunu biliyorlar bilmiyorlarsa ben de boş veriririm ve o der ki “Benim defterlerim herkese açık. Herhangi bir alacağı olan ya da işde bir alacağı olduğunu sanan varsa buyursun defterlere baksın.”
Bir Güneylinin her zaman zencilere karşı dikkatli davranması gerektiğini düşünürdüm. Kuzeylilerin Güneylilerden bu davranışı beklediklerini düşünürdüm. Doğuya ilk defa geldiğim zaman derdim ki bunlara zenci değil renkli insanlar deneceğini unutma ve ben de birçokları ile birlikte yaşamak zorunda kalmasaydım, bütün insanları, beyazları ve siyahları kabullenmenin en iyi yolu olarak o insanları kendilerini düşündükleri gibi görmek ve sonra onları kendi başlarına bırakmak olduğunu öğrenmeden önce oldukça zaman harcamam ve başıma da bir sürü belaların gelmesi gerekirdi. Bir zencinin bir kişiden çok davranış olduğunu anladığım sıradaydı: aralarında yaşadığı beyaz insanların bir çeşit görüş yansıması.
Babam bir insan kendi talihsizliklerinin toplamıdır derdi. Bir gün gelir talihsizlik de yorulur sanırsın sen ama zaten senin talihsizliğin zamanın kendisi olur derdi babam.