Arkadaşlar herkese merhaba. Kendime göre uzun bir okuma listesi oluşturdum. Daha önce okuyan varsa ya da fikri olan kitaplar ile ilgili buyurun sohbet edelim. Buradaki dostların da kitapları var. Her ay kendime belirli bir miktar bütçe ayırdım almak için. Fikirlerinizi bekliyorum.
1)
"Hepimiz yanlış bir şekilde, boş yere mutluluğun peşinden koşuyoruz. Bir zamanlar mutluluğa sahiptik fakat onu hor gördük; zira doğanın bütün çocuklarına bahşettiği yalnızca eski ve geleneksel bir mutluluktu. Bizlerse, Bacon ya da başka bir hayalperestin bulacağımızı garanti ettiği daha büyük bir mutluluğu bulmak uğruna, saf mutluluktan uzaklaştık. Oysa yalnızca doğayı fethetmemiz, sırlarını öğrenmemiz ve onu sadık kölemiz haline getirmemiz gerekiyordu; işte o zaman dünya cennet haline gelirdi, bütün erkekler ve kadınlar da Adem ve Havva'ya dönüşürlerdi.”
ilk olarak romanın konusundan bahsedeyim. başarısız bir devrimden sonra kahramanımız abel venezuela’nın güneydoğusuna kaçar. burada yerlilerle arkadaşlık kurup yaşamaya başlar. ormanın kızı rima ile tanışması onun için bir dönüm noktası olur.
doğanın içinde geçen bir aşk öyküsü. kitabın ilk yüz sayfasında çevre betimlemeleri ve oradaki halkın yaşamı anlatılıyordu. okurken biraz sıkıldım. daha sonra olaylar başlıyor ve hızlanıyor kitap. konunun çok güzel olduğunu ve içindeki mesajların çok değerli olduğunu düşünüyorum ama işlenişini sevemedim. beni sıkıca bağlayan bir üslubu yoktu.
* burası spoiler olabilir **
abel’in rima’yı rima’nın rızası dışında öpmesi ve sanki bir masal gibi öptüğü için rima’nın uyanması beni üzdü. hani karşılıklı rıza? kitabın 1900lü yılların başında yazıldığını göz önüne alarak bu kısmı görmezden geldim.
* spoiler bitti *
sabırlı, doğa betimlemelerini seven, aşk olsun içinde diyenlere tavsiye ederim. büyük bir beklentiyle okumazsanız daha iyi olabilir.
son olarak 1959’da audrey hepburn’ün başrolünde olduğu bir uyarlaması var. bakalım onu sevecek miyim?
instagram.com/p/CgM8OQWtDZb/?...
Yeşil EvlerWilliam Henry Hudson · İthaki Yayınları · 202146 okunma
Merhaba...
Bir Zamanlar Çok Uzaklarda, siyasi nedenlerden dolayı Caracas’tan kaçan ve kendisini Guyana’nın balta girmemiş meçhul ormanlarında bulan genç ve zengin Venezüelalı Abel’in, modern hayattan, onun tüm bağlarından kaçışının ve özgürlüğü keşfetmesinin hikâyesidir.
Hudson’ı okumak ve onun hikâye anlatılıcığı ile tanışmak başlı başına bir keşif.
Muazzam anlatımı, Venezüela yağmur ormanları ve yerli halkları hakkındaki eşsiz betimlemeleriyle unutulmayacak sinematografik bir roman
- Bir Zamanlar Çok Uzaklarda -
İyi okumalar diliyorum.
Eser, siyasi nedenlerden dolayı Caracas'tan kaçan ve kendisini Guyana'nın balta girmemiş ormanlarına atarak modern yaşamın izlerini, sahte insan ilişkilerini ruhundan temizlemeye çalışan; para, eşya, statü bağımlılığından kurtularak özgürleşen Venezüelalı Abel'in macera dolu hikayesini anlatmaktadır.
Yerli kabilelerin sadece karın doyurmak ve hayatta kalmak amacıyla verdikleri yaşam mücadelesini yazarın canlı betimlemeleriyle film tadında gözünüzde canlandıracak; ormanın sessizliğini, seslerini, ışık huzmelerini ruhunuzda hissedeceksiniz. Öyle ki eseri okurken girdiğiniz sonsuz yeşilin ve aniden bastıran yağmurların içinden çıkmak istemeyebilirsiniz. Yazar aynı zamanda bir kuş bilimci olduğu için kuşlarla ilgili gözlemlerini de esere yansıtmış.
Yerlilerin avlanmasına karşı koyan, içinde hiçbir yaratılmışa karşı kötülük beslemeyen, kendi ırkına ait herkesi ve annesini küçük yaşta kaybeden ve yerliler tarafından öldürülmek istenen peri insan karışımı Rima'nın kendini arama macerası ise hüzünlü bir son oluşturuyor. Abel her ne kadar ruhunu temizlemek, iyiliğe ulaşmak için doğaya dahil olsa da Rima'yı kaybedişine duyduğu öfke feci bir şekilde insanın içinde bulunan ama hep bastırdığı vahşiliği, kötülüğü ortaya çıkarıyor. Sonrası mı? Hiç de hayal ettiği gibi değil.
Keyifli okumalar...