1948 yılında, Rize'de doğdu. Mimar Sinan Üniversitesi UES Dekoratif Resim Bölümü'nü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde yüksek lisansını tamamladı. Makaleleri; Pazartesi ve Tarih ve Toplum dergilerinde yayımlandı.
Kadınların siyasal haklarını savunan Salahaddin Asım, kadınların annelik ve eşlik vazifesinden arta kalan·zamanlarda, örneğin çocuklarını büyüttüğü kırk yaşından sonra siyasal/sosyal işlerle ilgilenmeleri gerektiğini belirtiyordu.
Türk kadını, vazifesinin en çetini olan harb cebhesinde bile erkekle yan yana yürümüş, mefkurevi mücahedemizde (savaşımızda) irade-i milliyyesini (milli iradesini), imanını, istiklalini erkekle beraber izhar etmiştir (göstermiştir).
(ÇIKIN ÇIKIN GELİN #42027708 )
Sevgili muhterem 1K ailem, 😊
Bir etkinlik düzenlemek istiyorum. Kadınlığa, kadın olmaya, kadın olmayı anlamaya dair…
Dünya kadınlar gününe 10 gün kalmışken "emeği" daha çok anlayalım istiyorum ve kadın yazarlarımızı daha çok okumaya davet ediyorum sizleri. Umarım bu
Kadınsız İnkılap bu kitaba dikkatimi verememek canımı sıkıyor açıkçası, buradan beni keyfe getirecek çok şey çıkacak beklentisi içindeyim. Ali'nin okulu bi açılsın da bakalım ( ne alakaysa, nşa'da bunun benimle hiçbir alakasının olmaması gerekiyor)
Üç Novella: Şebab-ı Tebah, Benliğim Benimdir!, Güzellik Kraliçesi’nin peşine düştüm, hiçbir yerde bulamadım.Bu novellaların yazarı Nezihe Muhiddin’in kim olduğunu bilmiyordum.Bu benim ayıbım elbette.Yaprak Zihnioğlu’nun Kadınsız İnkılap Nezihe Muhiddin, Kadınlar Halk Fırkası, Kadın Birliği kitabını okurken öğrendim Nezihe Muhiddin’in kim olduğunu.Çoğu Türk kadını gibi benim de beynime yerleşmiş, “Türk Kadını siyasal haklarını, seçme ve seçilme hakkını mücadelesiz kazandı, her şey tepeden inme verildi.”diye.
Hiç de öyle olmamış oysa...
Nezihe Muhiddin II. Meşrutiyet döneminde yayın hayatına girmiş, fikirleriyle göze çarpmış, polemiklere girişmiş, Cumhuriyet’in kuruluş döneminde kadınlardan beklenmeyen isteklerde bulunmuş, Kadın Halk Fırkası’nı kurmaya çalışmış engellerle karşılaşınca Türk Kadın Birliği’ni kurarak, Türk kadınlarının siyasi haklarını elde etmek için mücadele etmiş öncü bir kadın.
Dönemin iktidarı ile ters düşünce, bilinçli olarak unutturulmuş.
Yaprak Zihnioğlu’nun bu incelemesini okurken özellikle Cumhuriyet gazetesinde yer alan kadını küçümseyen, adeta dalga geçen karikatürleri görünce, Yunus Nadi’nin Nezihe Muhiddin’in Kadınlar Birliği’nden istifası üzerine kaleme aldığı yazısında “ Oh, diyoruz aman kurtulduk! Artık her gün kusma eğilimi içinde bunalmaktan kurtulduk!” ifadesi yaraladı beni.
Geç de olsa Nezihe Muhiddin’i tanıdım.Umarım yakın zamanda, eserlerinin yeni baskılarına da kavuşuruz.
Bu kitap geçen yüzyılın sonlarında doğmuş ve bu yüzyılın başlarının geçiş toplumunda etkin rol almış önemli bir feminist düşünür ve eylemci olan Nezihe Muhiddin in Türk Kadınlar Birliği nasıl kurduğunu nelerle mücadele ettiğini CHF ile mücadelelerini ve nasıl bertaraf edilip tarihten silindiğini ele alıyor. Çağının ilerisinde olan Muhiddin siyasi hayattan bertaraf edildikten sonra kendi kabuğuna çekilmiş ve akıl hastanesinde ölmüştür. Türkiye 1. Dalga feminizm öncülerinden Nezihe adı unutturulan ve tarihten silinmeye çalışılan fakat bıraktığı izler silinmeyen mücadeleci bir kadındır.
Kadınlar Halk Fırkasının kurucusudur Nezihe Muhittin. Söylemleri ile yanlış anlaşılmaya sebep olmuş ve eleştirilere maruz kalmıştır. Bu yüzden 1930 senesinden sonra adı tamamen silinmiştir; oysaki etkin olduğu dönemde kadın hakları için çok çalışmış, çokça dil dökmüştür. 1954 senesinde akıl hastanesinde yapayalnız vefat etmiştir... (mutlaka okuyun!)