Yaşar Seyman

Benazir author
Author
8.3/10
34 People
98
Reads
11
Likes
4,654
Views

Oldest Yaşar Seyman Quotes

You can find Oldest Yaşar Seyman quotes, oldest Yaşar Seyman book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Ama İslamcı, dar kafalılar bunu bilmiyorlar, anlamıyorlar. Zaten İslamiyet'teki iç­ki yasağı da tereddütlü bir olaydır. Çünkü önce içki yasağı yok, sonradan "Namaza içkili gelmeyin." deniyor. Yani ayet o şekilde nazil oluyor. Anlaşılan olaylar olmuş, mesela sarhoş vaziyette namaza gelmişler, devrilmişler, rezalet çıkmış. Onun üzerine "Namaza içkili gelmeyin" deniyor. Sonra tam yasak geliyor ama kimbilir kaç yıl sonra... Yani demek ki orada bir tereddüt var.
Salih Özbaran diye bir tarihçi meslektaşım var İzmir'de. Onun birtakım incelemeleri var. Tarih öğretmenliği programında yüzde 70 oranında ortaçağ öğretiliyor. Yahu ilkçağ var, yakınçağ var. Ne kadar önemli bunlar...
Reklam
Hayır, hep ortaçağa yoğunlaşıyorlar. 20. yüzyıl tarihi okutulmuyor gibi bir şey...
Atatürk döneminde ilk ve ortaöğretim için Tarih-1, Tarih- 2, Tarih-3, Tarih-4 diye kitaplar çıkarılmıştı ve Tarih-4 günü­müzün tarihiydi, yani Devrim Tarihi idi. O kitap 1931'de çıkmıştı ve bir yıl önceki Serbest Fırka denemesini anlatıyordu, Menemen Olayı'nı anlatıyordu. Ta­rihin böyle öğretilmesi lazım, yani bütün çağları öğretmesi lazım ama yakınçağda en yakın zamanı da öğretmesi lazım. Avrupa'da bu böyledir. Fransa'yı söyleyeyim, onu daha iyi bi­liyorum. Fransa'da çocuklar geçen yılı, iki yıl önceki olayları derste görüyorlar, öğreniyorlar...
12 Eylül'den sonra Türk Dil Kurumu’nu ve Türk Tarih Kurumu'nu tekrar yapılandırdılar, devlet dairesi haline getirdiler. Aslında dernek statü­sünde kuruluşlardı. Atatürk öyle istemişti çünkü. İş Bankası'ndan Cumhuriyet Halk Partisi adına hak edi­len gelirin Tarih ve Dil Kurumu'na verilmesi bu nedenle dü­şünüldü. O kurumların sürekli yaşanılırlığını sağlamak için. Dil ve Tarih kurumları 12 Eylül sonrası şekliyle Türk-İslam sentezinin merkezi haline getirilmek istendi. Ne kadar başa­rıldı, o ayrı bir mesele ama tabii bu tatsız bir şeydi. Biliyorsu­nuz Türk-İslam sentezi, karşıdevrimin bir çeşit resmi ideoloji­sidir. Orada zaten isteyenin üye olması söz konusu değil, üyeler tayin ediliyorlar. Yeni üyeler tam olarak nasıl saptanıyor, doğrusu onu bilmiyorum ama eskiden bunlar özerk, özgür kuruluşlar­dı. 12 Eylül'ün büyük cinayetidir bu yapılanlar. Atatürk'ün vasiyeti de çiğnenmiştir böylece. Çünkü Atatürk “Bunlar ba­ğımsız kurumlar olacak.” demiş ve servetini bu kurumlara ba­ğışlamış.
Ondan sonra bu test sınavı işleri; doğru-yanlış veya çoktan seçmeli sınavlar da dilin gelişmesini engelleyen bir şeydir. Okuryazar olmak yerine sadece okumak yetiyor yani. Öğrenci Seçme Sınavı'ndan en yüksek puanı alan adam, belki de cümle kurmasını bilmiyor. ÖSS'nin en büyük zaafı da bu­dur. Bu adam yazabiliyor mu, ölçemiyorsunuz. Bir okuryazar insanın birinci özelliği iyi okuyup iyi yazabilmesidir.
Reklam
148 öğeden 231 ile 148 arasındakiler gösteriliyor.