Yasemin Şüheda

Yasemin ŞühedaYol Arkadaşı Cümleler yazarı
Yazar
7.5/10
4 Kişi
12
Okunma
1
Beğeni
580
Görüntülenme

Yasemin Şüheda Sözleri ve Alıntıları

Yasemin Şüheda sözleri ve alıntılarını, Yasemin Şüheda kitap alıntılarını, Yasemin Şüheda en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir gün, öğrencilerin gürültü patırtısıyla sallanan sınıfa sert görünümlü bir hoca girer ve sınıfı şöyle bir süzdükten sonra kürsüye geçer.Tebeşirle tahtaya kocaman bir 1 rakamı çizer. Bakın der: -Bu şahsiyet ve terbiyedir. Bu hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şeydir. Sonra 1'in yanına bir sıfır koyar: -Bu başarıdır. Başarı, bir şahsiyeti 10 yapar, der. Sonra bir sıfır daha koyar. -Bu tecrübedir. 10 iken 100 olursunuz, der. 'Yetenek, disiplin, sevgi...' derken, sıfırlar böyle uzayıp gider. Eklenen her yeni sıfırın şahsiyeti 10 kat zenginleştirdiğini anlatan hoca, sonra eline silgiyi alıp en baştaki 1'i siler. Geriye bir sürü sıfır kalır ve hoca müthiş yorumunu şöyle yapar: -Şahsiyet ve terbiyeniz yoksa öbürleri birer hiçtir...
İnsan yalnız ekmekle yaşamaz
Ve bir soru: Aç kalmak, açgözlü olmayı gerektirir mi? Ve birde bitip tükenmek bitmeyen biriktirme arzusu,kendini garantiye alma hırsı bu duygular insanı biraz daha sekülerleştiriyor.Elimizin altındakiler arttıkça onları kontrol etmek de zorlaşıyor.Ve kontrol zorlaştıkça ruhumuz,zihnimiz bulanıyor.Çünkü ömrün büyük bir kısmı para biriktirme arzusuyla geçirilirken,"servet odaklı" bu hayatın emeklilik dönemin de ise bitmek üzere olan hayatı kaybetme korkusu gün yüzüne çıkıyor.Bu korkuyu Alt etmek içinse'ne de olsa dünyaya bir defa geldim' mantığıyla hareket edilerek her şeyin zevkini tatma telaşı devreye giriyor. İşte islam, hiçbir vakit benimsemeyeceği bu hayat tarzını terbiye edip bir düzene sokuyor.Çünkü İslam da biriktirmek değil servete işlevsellik kazandırmak vardır.Elbette çalışmak ibadettir ama kast edilen bütün zamanları dünyaya hasretmek değildir.
Reklam
Kaderini gayretine,yol alışına, zamanı doğru kullanmasına bağlı olan insan; dünyanın günleri arasında göz açıp kapayacak..."Her nefis kendi kazandığına karşı bir rehinedir..."
MUTTAKİLER
Takvanın en büyüğü her işimizde Allah'ın istediği gibi davranmaya çalışmak.Takva kalitesini başta gündelik amaçlarımız olmak üzere arttırmak.Çünkü Amelin küçüğü de büyüğü de önemlidir.İyi bir kul olmak dünyada bize sorumluluğu verilen, diğer ifadeyle emanet edilen varlıklara zulüm etmemek haklarını vermektir.Çünkü takva sözlerle değil yaşantıda görülür ve hazzına varılır. "Eğer ilim ümit ile olsaydı,dünyada ki bütün insanlar alim olurdu"(Hz.Ali) sözlerinde olduğu gibi takva sözleri aşan bir durumdur.Onu hal ve hareketleriyle yaşatanlara,onu kaybetmeyi ateşe atılmak gibi dehşet verici görenlere ne mutlu... Çünkü akibet daima muttakilerindir...(KASAS/83)
Sayfa 104Kitabı okudu
cinnet ile cennet arasında
Önce kalpte başlar cinnet veya cennet!orda cennetini,cinnete teslim edenler sonsuz cenneti nerde ararlar?"Kötü örnek, örnek değildir"ama güzel örnekler sessiz durdukça seslerini duyurmak için gerekeni yapmadıkça toplum olarak cinnet geçirmeye devam edeceğiz.Ve kötü örnekler seri üretimleriyle hızlı bir şekilde reyonlarda yerlerini alacaklar...Anneler çocuklara işkence edecek,kızlar annelerini öldürecek,babalar sinir krizi geçirip kendisi başta olmak üzere bütün aileyi yani toplumun en küçük bir şubesini yok edecekler.Ve sonra bizler toplumun ıslahı ile sorumlu şahsiyetler, oturup"Allah taksiratlarını affetsin mi" diyeceğiz.Yokda önümüz yaz rehavet mi çöktü,hele sıcaklar azalsın, çocuklar büyüsün,kendimi bir toparlayayım mi diyeceğiz?yoksa dinlemeyi beceremediğimiz tatil yerlerinde tatile mi gideceğiz?Sahi ne yapacağız bu yaz.Çocukların, gençlerin boşalan zamanlarını doldurmak için,onları cinnet evlerinden çıkartıp cennet evlerine girdirmek için neler planladık?yoksa oturanlar birlikte oturmaya razı mı oldu ....geri kalanlar yerlerinden ayrılmamış olmaktan dolayı sevinç duydular; canlarıyla mallarıyla Allah yolunda savaşmak istemediler, üstelik "Bu sıcakta sefere çıkmayın" dediler. De ki: "Cehennem ateşi çok daha sıcaktır" anlayabilselerdi!(Tevbe 81)
"Göklerde ve yerlerde nice deliller vardır ki, onların yanından yüz çevirerek geçerler."12/105 Ne zaman ki yüzünü dönmesi gerek delillerden yüz çevirmeye başladı insan, sürekli şikayet eden ve edilen olmuştur.Ve"insan insanın kurdudur" tezini ısrarla doğrulamak için çalışıyor gibi insanlık.Hem katili,hem maktulü oluyor kendinin.Ahlaki ve insani değerlerinden kaçtıkça ihlas vr takva libasından soyundukcça,hodbin heveslerin ardı sıra yol aldı.Temiz ve safiyet kokan duygularından utanır oldu..
Reklam
Mahremiyet
"Edepsizlik ve çirkinlik girdiği şeyi çirkinleştirir.Haya ise girdiği şeyi güzelleştirir." Bu minvalde hareket ederdi yürekler...Haya,iffet ve adap övülürdü;kızarırdı yüzler hayasız bir ortamda bulununca... Başlar öne eğilir gözler kaçınılırdı nahoş görüntülerde... Bu kadar merak,bu kadar teşhir,bu kadar görünme arzusu yoktu o zamanlar da...Narsist duygular bu kadar önde değildi...Ayinesi iştir kişinin lafına bakılmazdı...Mütevazilik özenilen bir libastı herkesin giymek için yarıştığı...
İnsanlığın kendine yaptığı en büyük zulümlerden biri,kendini kendi eliyle cehalete teslim etmesidir.Bunca kitaba rağmen cahil kalmak için gayret gösterenlerin;bu cehaletleriyle mutlu olacaklarını zannetmelerindendir,Ve"Gençlerini kitaplarla beslemeyen milletlerin sonu acıdır."(Fletcher)
Geçmiş ve gelecek;ama insanın kaderi inanın değişmeyecek... İnsanın hırsı hâlâ ilk insanın ki gibi taptaze... Yeryüzünde fesat çıkaracak ve kanlar dökecek kadar beşer hâlâ...Ve yine Âdemvari itaat edecek,secdesini yalnızca rabbine yapacak kadar insan hâlâ...
Merhamet durağı...
Acıma duygumuzu nedense hep karnı ve sırtı açıklara hasrederiz.Sanki acımak sadece onlara mahsus bir şeymiş gibi.Oysa asıl acıma kendini cehaletin alevleri arasında yanmaya terk etmiş bedenlere olmalı değil mi? Geçici günlerin ötesinde kalıcı günlerin hesabını yapmayanlara duyulmalı değil miydi?
Reklam
"Biz onlara zulüm etmedik onlar kendi kendilerine zulüm ediyorlardı."
Toplum kendi kendini yiyen bir mahlûkata dönüşüyor.Her biri bir yerinden asılıyor hayata,hem kendi hayatlarını hem kendilerine bağımlı olanların hayatı heder ediliyor.Ve sonra kader deniliyor adına...Fatura yaratana kesiliyor"O"dilemeseydi olmazdı deniliyor.Kendisinin izni olmadan tek yaprağın bile düşmesi mümkün olmayan,dilermiydi böyle bir şey.Zulüm eder miydi yarattıklarına...
Koruması gereken kutsiyeti,muhafazası gereken özeli koruyamayınca bayağılaştı, sıradanlaştı ademoğlunun değerleri.Ademoğlu malını, canını, toprağını,korumak için savaşlar verdi.Kimi zaman şiddetle birbirinin kanını döktü arza...Muharebeler,yenilgiler ve zafer tatlı insanoğlu.Fakat çoğu zaman, insanı yaralayan başkasının eli değil,kendi eli oldu.Somut şeyleri,maddesel olanları korumada ki titizliği her zaman için soyut anlam da ki manevi olanları koruma da gösteremedi.
Akıyor insan zamana karşı yenik düşerek... Akıyor insan zamana ettiği yemini elinden düşürerek. Akıyor insan zararın peşinde kilometrelerce sürüklenerek; kırıyor insan,incitiyor hüsrana göz yumarak,nereye aktığını sorgulamayarak...
"Güneşi örnek al kendine,korkma batmaktan, yılma doğmaktan!"
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.